Geçen yıl Vergi Sorunları Dergisinin internet sitesindeki yazılarıma yeniden başlama düşüncesiyle "Nerede Kalmıştık?" başlıklı yazımı kaleme almış ve yeni bir hevesle yazmaya devam etmeyi ummuştum.
Dört Defter, Maliyet Lobisi ve Maliye
Ruhları rahatsız edince “bak işte Kararname” dediler ve Bakanlar Kurulu Kararını hemen çıkarıverdiler. Kısa sayılabilecek bir Kararname. Ancak öyle iki liste eklenmiş ki, kimler bağımsız denetim kapsamına giriyor, kimler girmiyor anlayabilmek için çok dikkatli ve ağır ağır okunması gerekiyor.
Geçen Eylül ayından beri bağımsız denetime tabi olacak şirketlere ilişkin bir Bakanlar Kurulu karar taslağı ruh gibi ortalarda dolaşıyor. Herkes bir şeyler hissediyor ama kimse bu ruh gibi taslağı nasıl ve niye gördüğünü bilemiyor.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (TTK) muhasebe sistemi açısından çok önemli yenilikler getiriyordu. Uluslararası Finansal Raporlama Standartlarına (UFRS) tam uyumlu
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (TTK) anonim şirketin üç zorunlu organından bir olan denetim organını (murakıp) kaldırmış ve yerine bağımsız denetimi getirmiştir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanununda (TTK) çeşitli ölçeklerin varlığı göze çarpmaktadır. Ölçek belirleme gereğinin bir kısmı 26 Haziran 2012 tarihinde 6335 sayılı Kanun ile TTK’da yapılan değişiklik sonucunda ortaya çıkmıştır.
Uzun yıllardır sermaye şirketlerinde kanayan bir yara olan ve küçük ortaklarla şirket alacaklılarına büyük zararlar verebilen, sermaye şirketlerinin ayrı bir tüzel kişilik olması nedeniyle
Gerçekten rüya güzel başlamıştı. Türkiye’deki tüm ticari işletmeler açısından Uluslararası Finansal Raporlama Standartlarıyla (UFRS) uyumlu Türkiye Muhasebe Standartları (TMS) ve Finansal Raporlama Standartları (TFRS)