Devletlerin vergilendirme yetkileri, genel ilke olarak egemenliklerinin geçerli olduğu kendi coğrafi sınırları içinde geçerlidir. Ancak devletler kendi ülkelerinde yerleşik olan ve kamu hizmetlerinden yararlanan birey ve kurumların diğer ülkelerde elde ettikleri gelirleri “ikamet ilkesi” çerçevesinde, kendi ülkelerinde vergilendirilebilmektedir. Ayrıca diğer bir yöntem, vergilendirme yetkisi uyrukluk esasına göre kullanılabilmekte ve devletler ülke dışındaki yurttaşlarından sadece bu bağ dolayısıyla vergi alabilmektedir. Ancak yurt dışında gerçekleşen işlemlerin vergilendirilmesi bu işlemlerin gerçekleştiği ülke devletleriyle etkin bir bilgi değişiminin varlığını gerektirmektedir. Devletlerin vergilendirme yetkilerinin coğrafi sınırına bağlı olarak, vergi incelemeleri de ancak bu sınırlar içerisinde gerçekleştirilir. Buna karşılık bazı özel durumlarda, vergi incelemeleri, ülke sınırlarının dışında yapılabilmektedir. Bu daha çok uluslararası anlaşmaların tanıdığı yetki çerçevesinde gerçekleştirilebilmektedir. Bu duruma 1988 yılında hazırlanan ve 1995 yılında uygulamaya giren “Vergi Konularında Karşılıklı İdari Yardım Sözleşmesi (the Convention on Mutual Administrative Assistance in Tax Matters örnek olarak) örnek olarak gösterilebilir. Sözleşme kapsamında başvuruda bulunulan devletin yetkili idaresi inceleme sürecinin uygun bir bölümünde diğer devlet yetkililerinin bulunmasına izin verebilmektedir. Diğer taraftan vergilendirme yetkisinin bu genel ilkeleri, Türkiye için de geçerlidir. Ancak Türkiye bahsedilen Sözleşmeyi, 3.11.2011 tarihinden imzalamakla birlikte henüz onaylamamıştır.
Bu genel çerçeveden sonra uluslararası vergi incelemeleri konusunda farklı bir uygulama önerisinin, geçtiğimiz günlerde OECD’nin Vergi ve Kalkınma Görev Gücü’nün Güney Amerika’da yaptığı toplantıda “Sınırı Olmayan Vergi Müfettişleri” konsepti içerisinde geldiğini belirtmek gerekiyor.
Bu noktada OECD’nin Vergi ve Kalkınma Görev Gücü hakkında kısa bir bilgi vermekte fayda var. 27 Ocak 2010 tarihinde OECD’nin Mali İşler Komitesi ile Kalkınma Yardımı Komitesinin ortaklaşa yaptığı Vergi ve Kalkınma Ortak Toplantısından sonra Vergi ve Kalkınma Gayriresmi Görev Gücü (The Informal Task Force on Tax and Development) oluşturulması kararlaştırılmıştı. Bu Gayriesmi Görev Gücü’nün
1) az gelişmiş ülkelerde kalkınmanın sağlanması,
2) daha etkin transfer fiyatlandırma düzenlemesi uygulamaları,
3) çok uluslu şirketlerin finansal verilerinin daha saydam hale getirilmesi,
4) bilgi değişiminin sağlanması ve uluslararası vergiden kaçınma/kaçırma olanaklarının azaltılması,
gibi dört temel alanda çalışma yapması, bu konulardan son üçüyle ilgili olarak da çalışma grupları oluşturulması öngörülmüştü. Bu alt grup çalışmalarına OECD üyesi ülkelerden bazıları, Rusya, Vietnam, Çin gibi OECD üyesi olmayan ülkeler, üniversitelerden akademik temsilciler, Birleşmiş Milletler Dünya Bankası, Dünya Muhasebe Standartları Kurulu ve Ernst&Young gibi kuruluşların temsilcileri katılmaktadır. Bu arada bu alt grup toplantılara Türkiye’den katılımcı olmadığını belirtmek gerekiyor.
OECD’nin Vergi ve Kalkınma Görev Gücü’nün, “Sınırı Olmayan Vergi Müfettişleri” düşüncesi gelişmekte olan ülkelerin vergi sistemlerinin daha adil ve daha etkin hale getirilmesi sayesinde vergi gelirlerinin arttırılmasının sağlanması düşüncesine dayanıyor. Bunu için 2013 yılı sonuna kadar az gelişmiş ülkelere uluslararası vergi incelemeleri konusunda uzmanlık ve vergi matrahlarının erimesine neden vergiden kaçınma yollarıyla mücadele etmeleri konusunda tavsiyelerde bulunan sağlayan bir organizasyon kurulması öngörülüyor. Bu konuda finansmanın, başta olmak ABD üzere çeşitli ülkelerden sağlanması bekleniyor.
Az gelişmiş ülkelerde yatırım yapan iş çevreleri, sivil toplum kuruluşları, OECD ve gelişmiş ülkelerin hükümetlerinin bu çalışmalara olumlu yaklaştıkları, önümüzdeki yıl sonuna kadar “coğrafi sınırı olmayan vergi müfettişleri”nin finansal bağımsızlığa sahip bir organizasyon bünyesinde çalışmaya başlamaları konusunda uzlaşıya vardıkları belirtiliyor.
OECD Genel Sekreteri Angel GURRIA bu durumu, “küresel vergi müfettişlerinin az gelişmiş ülkelerden gelen talepleri karşılayacağı, karmaşık uluslararası vergi incelemeleri konusunda diğer ülke vergi idarelerinde hizmet veren uluslararası incelemelerde uzman vergi müfettişlerinin sağlanacağını ve bu müfettişlerin yerel idarelerin liderliğinde ortaklaşa çalışmalarda bulunacaklarını” belirtiyor.
Azgelişmiş ülkeler, gelişmiş ülkeler kıyasla vergi gelirlerinin GSYİH içerisindeki payının düşük buna karşılık kişi başına düşen gelirin düşük ve ayrıca gelir dağılımının adaletsiz olduğu ülkelerdir. Bu ülkelerde vergi kapasitesi ve vergi gayreti düşüktür. Ancak gelir dağılımının bozuk olması düşük gelirliler lehine olan kamu harcamalarının arttırılmasını ve dolayısıyla bu harcamalara kaynak olacak vergilerin toplanması için vergi idarelerinin etkinleştirilmesini zorunlu kılmakta, ayrıca büyüme ve kalkınmanın sağlanması için kaynak gereksinimi vergiden kaçınma ve vergi kaçırmanın azaltılması zorunluluğunu beraberinde getirmektedir. Konuya bu açıdan yaklaşınca OECD’nin başlatmış olduğu bu projenin az gelişmiş ülkelere bu amaçlarını gerçekleştirme konusunda yardımcı olacağını kabul etmek gerekir. Ancak OECD’nin gerçekleştirmek istediği çalışmanın konuları dikkate alındığında gerçek amacının az gelişmiş ülkelere daha etkin vergi toplamaları konusunda yardımcı olmak mı yoksa “transfer fiyatlandırma gibi konularda uluslararası vergi müfettişleri aracılığıyla yapılacak incelemeler sonucunda gerçekte gelişmiş ülkelerde yerleşik yükümlülerin vergi matrahlarını doğru tespit etmek amacını mı taşıdığı” sorusu üzerinde durulması gereken önemli bir konu olarak karşımıza çıkmaktadır.
YORUMLAR
Değerli bir bilgilendirme Üstadım. Teşekkür.
Ziyaretçi
Yeni dünya düzeninde olması gerekli bir şey
Ziyaretçi
Daha Fazla