Avrupa Birliğinde krizden etkilenen ekonomilerin yeniden inşası sırasında alınan önlemler dolayısıyla bir taraftan kamu harcamaları kısılabilecekleri limite ulaşılırken diğer taraftan arttırılan vergiler krizin maliyetinin dürüst ve vergilerini zamanında ödeyen vergi yükümlülerinin üzerinde kalmasına neden oluyor. Bu nedenle, AB kayıt dışı ekonomi ve vergi kaçakçılığıyla mücadele önlemlerini sıklaştırarak vergi yükünün adil dağılımı konusunda önlemler alma gereksinimi duyuyor.
AB genelinde kayıt dışı ekonominin varlığının üye devletlerin GSYİH’larının yaklaşık beşte birine karşılık geldiği, bununda yılda toplamda 2 trilyon Avro tutarında olduğu belirtiliyor. Yapılan tahminlere göre AB üyesi ülkeler içerisinde kayıt dışı ekonominin en yüksek ülke % 32,3 ile Bulgaristan, % 7,9 ile Avusturya. Ayrıca vergilendirilmemiş ve beyan edilmemiş on miyarlarca Avro’nun offshore hesaplarda olduğuna ilişkin Raporlar bulunuyor. Bu nedenle üye devletlerin bunlarla mücadele etmesi gerekiyor. Ancak küreselleşmenin arttığı bir ekonomik yapı içerisinde teknolojideki hızlı değişim de dikkate alındığında, üye devletlerin kendi sınırları içerisinde izole edilmiş ulusal çabaları vergi kaçakçılığı ile mücadele için yeterli gelmiyor. Bu durum üye devletlerin vergi idarelerinin işbirliği içerisinde olmaları gereksinimini ortaya çıkartıyor.
Bu kapsamda AB Konseyi geçtiğimiz Mart ayında üye devletlerden Haziran ayı sonuna kadar vergi kaçakçılığı ve vergi kaçırma suçlarıyla mücadele ve kayıt dışı ekonominin önlenmesi amacıyla bu duruma neden olan üçüncü ülkelerin rollerini de içeren bir rapor hazırlamalarını istedi. Avrupa Parlamentosu da Nisan ayında bu çağrıyı yineledi. Çünkü AB yetkilileri, ortak bir stratejiyle ve takım olarak mücadele ederlerse vergi kaçıranları alt edebileceklerini ve yasal olarak vergilendirilmesi gereken matrah üzerinden vergilerini toplayabileceklerini belirtiyorlar. Haziran ayı sonu itibariyle Avrupa Komisyonu, COM(2012) 351 sayılı anılan konuları içeren Raporunu hazırladı. Raporda kayıt dışı ekonomi ve vergi kaçakçılığıyla mücadele amacıyla alınması gereken önlemleri; ulusal, AB düzeyinde ve uluslararası düzeyde olmak üzere üçlü bir yapıda yer aldı.
Ulusal düzeyde
Üye devletler, vergi toplama kapasitelerini arttırmalılar. Bunun için AB Komisyonunun gerekirse üye ülkelere yardım etmesi öngörülmektedir. Ayrıca yükümlülerin vergi şikâyetleriyle ilgili sistemi iyileştirilmelidir. Bunun için AB genelinde bütün vergi ve vergi yükümlüleriyle ilgili tek bir vergi portalı uygulamasına geçilmesi ve ayrıca “vergi mükelleflerinin hakları ve sorumlulukları bildirgesi”yle ilgili çalışma yapılarak bu sayfada yayımlanması öngörülüyor.
AB Düzeyinde
Birliğe üye ülkelerde ikamet eden bireylerin diğer üye ülkelerde elde ettikleri faiz gelirleriyle ilgili bilgileri kaynak ülkesinin ikamet ülkesine aktarmasıyla ilgili düzenli bilgi alışverişine dayanan Tasarrufların Vergilendirilmesi Direktifi (Council Directive 2003/48/EC) örneğinde olduğu gibi işbirliğinin ve bilgi alışverişinin arttırılması vergi kaçakçılığıyla mücadele de önemli bir araç olarak kabul ediliyor. AB üyesi ülkelerin bu Direktif sayesinde sağladıkları vergi geliri yaklaşık 20 milyar Avro dolayında hesaplanıyor. Buna benzer uygulamaların önümüzdeki dönemde arttırılması hedefleniyor. Yeni önlemler ise bunlarla sınırlı olmamak üzere aşağıdaki gibi belirtiliyor.
- Tasarrufların vergilendirilmesi örneğinde olduğu gibi yeni otomatik bilgi değişim sistemlerinin geliştirilmesi,
- Buna temel olmak üzere de AB Vergi Kimlik Numarası uygulamasının yaşama geçirilmesi,
- Ülkelerin vergiyle ilgili veri tabanlarının en azından bir bölümüne karşılıklı olarak erişimin sağlanması.
- KDV hilelerine karşı haksız alınan iadelerde sorumluluğun sadece satıcı da değil alıcıda da olması ilkesine dayanan “hızlı tepki mekanizması”nın oluşturulması
- Belirli eylemlere uygulanacak vergi cezaları için ortak minimum kurallar getirilmesi.
Uluslararası düzeyde
AB nin sınırları içerisinde uygulanan vergi kaçakçılığına karşı mücadelenin başarıya ulaşabilmesi için uluslararası partnerlerin de AB’nin iyi yönetişim standartlarını uygulaması gerekiyor. 2012 yılı sonuna kadar vergi cenneti ülkelerle ilgili önlemler alınması hedefleniyor.
AB’nin bu konularda başlattığı ve halen devam eden çalışmaları da bulunuyor. Bunlara en çarpıcı örnek olarak üçüncü ülkelerle gerçekleştirilen tasarrufların vergilendirilmesi anlaşmaları gösterilebilir. AB; İsviçre, Lihteştayn, San Marino, Monako ve Andora ile Tasarrufların Vergilendirilmesi Direktifi örneğinde olduğu gibi üye ülkeler arasında gerçekleştirilen sistemin bir benzerinin bu ülkelerle kurulmasını öngörüyor. Bu sistem sayesinde bu ülkelerde tasarrufları olan AB üyesi ülkelerin yurttaşlarının faiz geliri bilgileri, otomatik olarak ikamet ettikleri ülkelerin vergi idarelerine aktarılacaktır. Aktarılması öngörülüyor.
Ayrıca halen yapılmakta olan çalışmalar arasında üye ülkelerin vergi idareleri arasındaki idari işbirliğinin arttırılması, çifte vergilendirmemenin önlenmesi (ikamet ve kaynak devletlerin ikisinin birden vergilendirmemesi), ortak KDV stratejilerinin belirlenmesi ve Yunanistan örneğinde olduğu gibi üye ülkelere teknik yardım sağlanması gibi örnekler bulunuyor.
Teknolojinin kullanılarak işbirliğinin arttırılması konusunda KDV hilelerine karşı ortak bir strateji geliştirilmesi uygulamaları kapsamında ulusal vergi idaresi yetkililerinin sorgulama yaptıkları ağ(network) sistemi olarak kurulan Eurofisc’in 2010 yılındaki yeni konumu, KDV konusunda gelinen noktaya bir örnek. Bunun diğer vergiler içinde geliştirilmesi ve kullanılması öngörülüyor.
2012 yılı sonuna kadar Komisyonun vergi cennetleri ve agresif vergi planlamasıyla ilgili mücadele amacıyla bir eylem planı hazırlaması öngörülüyor. Bunun için vergi cennetleriyle mücadele ve offshore banka hesaplarına ulaşmak önemli bir hedef. Bu kapsamda özellikle Atlantik ötesi ülkelerle (ABD) ile işbirliğinin arttırılması hedefleniyor.
Kayıt dışı ekonomiyle mücadelede AB örneği, çoğunlukla azgelişmiş ülkelerin önemli bir sorunu olarak görülen yetersiz vergi kapasitesinin ve/veya vergi gayretinin, küreselleşmenin etkisiyle gelişmiş ülkelerin de sorunu olarak karşımıza çıktığını gösteriyor.