TARİH ARALIĞI

Başlangıç Tarihi
Seç
Bitiş Tarihi
Seç

ARANACAK KRİTER

Kriter Seçin
Makale Başlığında

ARANACAK KELİME

Örnek “vergi mevzuatı”

ULUSLARARASI VERGİ REKABETİNİN VERGİ ORANLARI, VERGİ GELİRLERİ VE VERGİ YÜKÜNÜN DAĞILIMI ÜZERİNE ETKİSİ

Temmuz 2005 Sayı 202

ÖZET

Bugünkü globalleşme çağı, sermayenin emekten çok daha fazla mobil olmasıyla önceki globalleşme çağından(1870-1914) ayrılabilir. Başka bir deyişle, günümüz globalleşme çağını öncekinden ayıran en önemli özellik sermayenin büyük ölçüde mobilite kazanmasıdır. Sermaye mobilitesinin artma nedenlerinden birincisi, taşıma maliyetlerinin teknolojik gelişmeler ve geleneksel taşıma modellerinin yenilenmesi sonucu azalmasıdır. Gerçekten de bir makinenin veya bir nihai ürünün ülkeler arasında dolaşımı eskiden olduğu kadar problem oluşturmamaktadır. Daha düşük ulaşım maliyetleri mal ve insanların ülkeler ve bölgeler arasında dolaşımını artırmıştır. İkincisi, herhangi bir mal üretmek için gerekli olan sermaye büyüklüğü azalmıştır. Bu konuda da bilgisayar teknolojisi önemli rol oynamıştır. Üçüncüsü, iletişim iyileştirilmiş ve daha ucuz hale getirilmiştir. Firmalar üretimlerini daha kolay ve ucuz bir şekilde Dünya üzerine yaymış ve uydu aracılığıyla şubeleri arasında gerekli irtibatı sağlamıştır. İletişim teknolojisindeki gelişmeler sermayenin yerelleşmesine ve sermayenin kaynağı dışında bir yerde kullanılmasına neden olmuştur. Dördüncüsü ise, bilgi artan bir şekilde sermayenin önemli bir kısmını oluşturmaya başlamıştır. Bilgi, bilgisayarlar ve uydu aracılığıyla kolayca ülke sınırları arasında hareket edebildiğinden dolayı, bilgiyi almak ve onu vergilendirmek zor hale gelmiştir. Geçmiş yirmi yılda sermayenin ne ölçüde global olarak mobil olduğunu 1981-2000 yılları arasında hem sanayileşmiş hem de gelişmekte olan ülkelerde yabancı yatırımın yönü ve bileşimi ile ilgili verilerle somut olarak ortaya koyabiliriz. Bu dönem boyunca, geleneksel olarak sermaye ihraç eden ülkeler grubu olarak bilinen sanayileşmiş ülkelerden yabancı doğrudan yatırım ve portföy yatırım çıkışları sırayla yaklaşık 17 kat ve 13 kat artmıştır. Aynı dönem boyunca, geleneksel olarak sermaye ithal eden ülkeler grubu olarak bilinen gelişmekte olan ülkelerde ise, yabancı doğrudan yatırım ve portföy yatırım girişleri sırayla yaklaşık olarak 10 kat ve 30 kat artmıştır. 1981-1985 döneminde toplam yabancı yatırımın hem girişi ve hem de çıkışı ortalama yaklaşık 120 milyar ABD doları iken 1996-2000 döneminde bu rakamlar yaklaşık iki trilyon ABD doları olmuştur. Global sermaye akımlarının hızının dünya finansal piyasalarının daha fazla entegre olması sonucu artacağı söylenebilir. Birçok geleneksel vergi prensibi ise böyle bir ekonomik çevre ile uğraşmak için iyi donatılmamıştır. Bu nedenle, vergi prensipleri mevcut koşullara uyarlanmalıdır. Göç sınırlamalarından önceki çağda, emek de en azından sermaye kadar mobildi. Günümüzde ise, sermayenin mobilitesi emekten çok daha yüksektir. Günümüzde artan sermaye mobilitesi, hem fonların elektronik olarak hareket etme kabiliyeti şeklindeki teknolojik değişikliklerin hem de döviz kontrollerinin esnetilmesi ve ticaret kurallarının liberalizasyonu şeklindeki politika değişikliklerinin göstergesidir. Başka bir deyişle sermayenin artan mobilitesi, teknolojik değişiklikler ve döviz kontrollerinin esnetilmesin sonucu ortaya çıkmıştır. Sermayenin mobilitesi daha sonra özellikle yabancı yatırım için vergi rekabetine neden olmuştur. Vergi rekabetinde bağımsız ülkeler, hem portföy hem de doğrudan yatırımı çekmek için, kendi sınırları içindeki yabancılar tarafından kazanılan gelir üzerindeki vergi oranlarını düşürmektedirler. Daha sonra vergi rekabeti, geleneksel olarak modern refah devletleri için temel gelir kaynağı olan kişisel ve kurumsal gelir vergisinin altını oyma tehdidinde bulunmaktadır. Yukarıda belirttiğimiz gelişmelere hem gelişmiş hem de gelişmekte olan ülkeler çeşitli şekillerde cevap vermiştir. Ülkeler bu gelişmelere ilk olarak, vergi yükünü mobil sermayeden daha az mobil olan emek üzerine kaydırma yoluyla, ikinci olarak da , emeğin daha fazla vergilendirilmesinin ekonomik ve politik olarak zor olduğu durumda kamu hizmetlerinin azaltılması ile cevap vermiştir. Böylece vergi rekabeti demografik faktörler ve artan gelir eşitsizliği, iş güvensizliği ve globalleşmeden kaynaklanan gelir değişkenliğinin gerekli kıldığı böyle hizmetleri vatandaşlarına sunmayı sürdürme arzusunda olan ülkeler için mali bir krize neden olmaktadır. Globalleşmeye rağmen bu kamu hizmetleri sürdürülürse, önemli bir zorunluluk vergi rekabetini sınırlandırma olacaktır. Ancak, hem pratik hem de normatif düşünceler bakımından vergi rekabetine konulacak bir sınırlama, demokratik devletlerin hükümetlerinin istenen hacmini belirleme yeteneğini sürdürmesi ile uyumlu olmalıdır. Bu çalışmanın amacı, uluslararası vergi rekabetinin vergi oranları, vergi gelirleri ve vergi yapısı üzerindeki etkilerini incelemektir. Çalışmanın geriye kalan kısmı şöyle planlanmıştır. Öncelikle, globalleşme ve uluslararası vergi rekabeti ilişkisi ortaya konulmaya çalışılmıştır. Sonra, sermaye ve emek mobilitesinin ortaya çıkardığı uluslararası vergi rekabeti irdelenmiştir. Daha sonra ise, vergi rekabetinin sırasıyla vergi oranları, vergi gelirleri ve vergi yükünün dağılımı üzerine etkileri ortaya konulmuştur. Son kısımda da, çalışmaya ilişkin genel değerlendirme yapılmış ve sonuçlar özetlenmiştir.

Anahtar Kelimeler:

Jel Sınıflandırması:

ABSTRACT

Keywords:

Jel Classification:

Devamını okumak ve yorum yapmak için giriş yapmalısınız!