Vergiler kamu finansmanı noktasında en önemli gelir kalemi olarak bilinmektedir. Dolaylı ve dolaysız vergi ayrımı, vergiye maruz kalan mükellefler açısından bir sınıflandırma olmakla birlikte, ödeme gücünün tespiti açısından ise gelir, tüketim ve servet olarak üçlü bir ayrıma tutulmaktadır. Çalışmanın konusunu hayatımıza geç giren, ancak kendini kolay kabul ettiren Katma Değer Vergisi oluşturmaktadır. Dolaylı vergiler arasında, payı en fazla olan katma değer vergisi, bilindiği üzere harcama üzerinden alınan bir vergidir. Çalışmada ilk olarak, harcama vergilerinden bahsedilip, daha sonra katma değer vergisi (KDV) özelinde Türkiye’de ve Avrupa Birliği üye ülkelerindeki durum ortaya konmaya çalışılacaktır. Son yıllarda çokça tartışılan KDV, başlangıcından günümüze kadar önemini korumuştur. Çalışmanın odak noktasını, KDV’nin yıllar içerisindeki seyrinin Türkiye ve AB ülkeleri ile karşılaştırılmalı olarak analizi oluşturmaktadır.
Taxes are the most important income item at the point of public finance. Indirect and direct tax discrimination is a classification of taxpayers who are exposed to taxation. Furthermore, in terms of determining the payment power of the taxes; income, consumption and wealth. Value Added Tax which enters our life late but accepts itself easly creats the subject of the study. As is known, among indirect taxation, the value added tax with the greatest share is tax on expenditure. In the study, first, it is mentioned expenditure tax and then will attempt to demonstrate situation in Turkey and member countries of European Union, in the context of value added tax (VAT). Much debated in recent years, VAT has maintained its importance from day to day. The focus of the study is constituted by the analysis of the course of VAT over the years in comparison with the countries of EU and Turkey.