KURUMLAR VERGİSİ’NİN KONUSU VE MÜKELLEFİYET 1.1. KURUMLAR VERGİSİ’NİN KONUSU Kurumlar vergisi, 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 1. Maddesinde yer alan; sermaye şirketleri, kooperatifler, iktisadi kamu müesseseleri, dernek ve vakıflara ait iktisadi işletmeler ile iş ortaklıklarının bir hesap dönemi içinde elde ettikleri gelir vergisinin konusuna giren gelir unsurlarından oluşan kurum kazançları üzerinden hesaplanır. Kurum kazançlarının tespitine ilişkin usul ve esaslar, tam ve dar mükellefiyeti haiz kurumlar açısından K.V.K.’da ayrı ayrı düzenlenmiş olup, mezkur Kanunun 6. maddesinde tam mükellef, 22. Maddesinde ise dar mükellefiyeti haiz kurum kazançlarının tespitine ilişkin usul ve esaslar hüküm altına alınmıştır. 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun 2. maddesinde yer alan gelir unsurları kurumlar vergisi açısından bütün halinde ve niteliğine bakılmaksızın kurum kazancını oluşturmakta olup, G.V.K.’nın anılan 2. maddesinde yer alan ve gelirin unsurlarını oluşturan kazanç ve iratlar şunlardır; - Ticari Kazançlar - Zirai Kazançlar - Ücret - Serbest Meslek Kazançları - Gayrimenkul Sermaye İratları - Menkul Sermaye İratları - Diğer Kazanç ve İratlar Çalışmamızın izleyen bölümlerinde ayrıntılı olarak inceleyeceğimiz kurumlar vergisi mükelleflerinin, bir hesap dönemi içinde elde ettikleri yukarıda sayılan gelir unsurlarından oluşan kazançları “kurum kazancı” olarak adlandırılmaktadır. Başka bir deyişle kurumlar vergisi mükelleflerinin bir hesap dönemi içinde elde etmiş oldukları gelir vergisinin mevzuuna giren gelir unsurlarından oluşan kurum kazançları, kurumlar vergisine tabi olacaktır. Bununla birlikte rehberimizin izleyen bölümlerinde ayrıntılı olarak açıklanacağı üzere dar mükellefiyeti haiz kurumların Türkiye’de elde edecekleri ücret gelirleri kurumlar vergisine tabi olmayacaktır.