I- GİRİŞ Son yıllarda şirketlerde dövizli borçlanmalarda kur farklarının örtülü sermaye niteliği konusunda tartışmalar artmış bulunmaktadır. Bu tartışmalarda örtülü sermaye uygulamasının kurumlar vergisi kanunundaki yeri ve kuruluş amacı gibi temel unsurlar dikkate alınmadan sadece “kur farkları” ifadesinin kanunda yer almadığı, kur farkının faiz sayılmayacağı, kur farkının elde eden gerçek kişi açısından menkul sermaye iradı sayılmaması gibi gerekçelerden hareketle ortaklardan dövizli borçlanmalarla ilgili kur farklarının örtülü sermaye faizi sayılmaması gerektiği şeklinde görüşler bulunmaktadır. Danıştay’ın yabancı ortaklı kurumlar vergisi mükellefleri ile ilgili kararlarında yer alan kur farklarının örtülü sermaye faizi sayılmayacağı yönündeki kararları yabancı ortaklı olmayan kurumlar açısından da geçerli sayılmaktadır. Danıştay’ın yabancı ortaklı olmayan kurumlarda ortaklardan dövizli borçlanmalarla ilgili kur farklarının örtülü sermaye olarak kabul edileceği yönündeki 2002 tarihli bir kararı bulunmasına rağmen tartışmalarda bu karardan hiç söz edilmemektedir. Bu çalışmamızda kısaca örtülü sermaye müessesesinden bahsedildikten sonra kur farklarının örtülü sermaye niteliği tartışılacaktır.