TARİH ARALIĞI

Başlangıç Tarihi
Seç
Bitiş Tarihi
Seç

ARANACAK KRİTER

Kriter Seçin
Makale Başlığında

ARANACAK KELİME

Örnek “vergi mevzuatı”

8.04.2013

Özelgeler Herkes Açısından Hak ve Yükümlülük Sağlayacak, Ancak Hepsi Değil…

 

Vergi incelemesinin nasıl yapılacağı, inceleme aşamasında uyulacak hususlar ve inceleme sonucu düzenlenecek raporlarda dikkat edilecek hususlar Vergi Usul Kanunun 134. maddesinde açıkça belirtilmiştir. "İncelemede uyulacak esaslar" başlıklı 140. maddenin 5 numaralı bendinde ise vergi incelemesi yapanların vergi kanunları ile ilgili kararname, tüzük, yönetmelik, genel tebliğ ve sirkülere aykırı vergi inceleme raporu düzenleyemeyecekleri, ancak, bu düzenlemelerin vergi kanunlarına aykırı olduğu kanaatine varırlarsa bu hususu bağlı oldukları birimler aracılığıyla Gelir İdaresi Başkanlığına düzenleyecekleri bir rapor ile bildirecekleri hüküm altına alınmıştır.

Diğer taraftan, ilgili maddenin ikinci ve dördüncü fıkrasında ise vergi inceleme yetkisine sahip olanlar tarafından düzenlenen raporların rapor değerlendirme komisyonları tarafından vergi kanunları ile bunlara ilişkin kararname, tüzük, yönetmelik, genel tebliğ, sirküler ve özelgelere uygunluğu yönünden değerlendirileceği belirtilmiştir.

Söz konusu kanun maddesinin uygulamasına yönelik olarak 425 seri nolu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği yayımlanmıştır.

Tebliğde yapılan açıklamalar aşağıdaki gibidir.

- Vergi incelemesi yapmaya yetkili olanlar inceleme neticesinde tanzim edecekleri raporlarda vergi kanunlarıyla ilgili kararname, tüzük, yönetmelik, genel tebliğ ve sirkülere aykırı hususlara yer veremeyecekler, dolayısıyla da bu düzenlemelere aykırı olarak tarhiyat öneremeyecekler, ancak, bu raporların intikal ettirildiği Merkezi Rapor Değerlendirme Komisyonu ile diğer rapor değerlendirme komisyonları, raporları değerlendirirken yukarıda zikredilen mevzuata ilave olarak Gelir İdaresi Başkanlığınca verilmiş olan özelgelere uygunluk kıstasını da tatbik edeceklerdir.

- Rapor değerlendirme komisyonları raporları özelgelere uygunluk yönünden değerlendirirken eleştiri konusu yapılan hususla ilgili olan ve Gelir İdaresi Başkanlığınca verilmiş özelgeleri dikkate alacak ve varsa adına rapor düzenlenen mükellefe verilmiş özelge ile sınırlı kalmayacaktır. Raporda, özelgede yer alan görüş aksine bir tenkit varsa rapor olumsuz değerlendirmeye konu edilecek ve Rapor Değerlendirme Komisyonlarının Oluşturulması ile Çalışma Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik'in ilgili hükümlerine göre işlem yapılacaktır. Olumsuz değerlendirmenin yapılabilmesi için özelgede yer alan görüşün tam olarak raporda tenkit edilen konuyla ilgili olması, diğer bir ifadeyle verilen izahatın aynı durumda olan tüm mükellefler bakımından uygulanabilir olması gereklidir. Ayrıca, rapor değerlendirme komisyonunun dikkate alacağı özelgenin ilgili konuda Gelir İdaresi Başkanlığınca verilmiş en güncel özelge olması gerekmektedir.

- Rapor değerlendirme komisyonlarının bir özelgenin 369’uncu maddenin birinci fıkrası kapsamında olduğu kanaatine varmaları hâlinde özelgenin değerlendirilmesi amacıyla 140’ıncı maddenin dördüncü fıkrasında yer alan komisyon teşkil edilecek ve değerlendirme neticesinde verilen karar ilgili rapor değerlendirme komisyonu ile incelemeye yetkili olanı bağlayacaktır.

Yukarıda yer alan ifadelerden de görüldüğü üzere, Gelir İdaresi Başkanlığı’nın vermiş olduğu özelgeler hem vergi incelemesi yapmaya yetkili olanları, hem de rapor değerlendirme komisyonlarını bağlamaktadır. Ancak, özelgelerin kişiye özel verilmiş olan açıklayıcı işlemler olması, halihazırda verilmiş olan özelgelerin neler olduğu ve verilmiş olan tüm özelgelerin incelemeye yetkili olanlar, mükellefler yada rapor değerlendirme komisyonları tarafından  nerede ve nasıl takip edileceği konusundaki belirsizlikler olması ve tüm mükellefleri bağlayıp bağlamadığı husus uygulamada tereddütler doğmasına sebep olacaktır.

Nitekim bu tereddütlerin bir kısmını Gelir İdaresi Başkanlığı’da görerek 02.04.2013 tarihinde 63 nolu Vergi Usul Kanunu Sirküleri’ni yayımlamıştır. Söz konusu sirkülerde; 425 Sıra Numaralı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinin muhtevasına dair izahata ihtiyaç duyulduğu belirtilmiştir.

Sirkülerde yapılan açıklamalar ile vergi inceleme raporlarının intikal ettirildiği Merkezi Rapor Değerlendirme Komisyonu ile diğer rapor değerlendirme komisyonlarının, vergi inceleme raporlarım değerlendirirken Gelir İdaresi Başkanlığınca verilmiş olan özelgelere uygunluk kıstasında 213 sayılı Kanunun 413’üncü maddesinin üçüncü fıkrasında hüküm altına alınan komisyon marifetiyle oluşturulan özelgeler açışsından dikkate alınacağı belirtilmiştir.

 Ayrıca, söz konusu komisyon tarafından oluşturulmuş sirküler veya özelgeler ile konu, kapsam ve ilgili olduğu mevzuat bakımından tamamen aynı mahiyeti taşıyan bir hususta sirküler veya özelgelere uygun olarak Gelir İdaresi Başkanlığı taşra teşkilatı tarafından doğrudan verilen özelgelerin de bu kapsamda olduğu belirtilmiştir.

Görüldüğü üzere, rapor değerlendirme komisyonları tarafından dikkate alınacak olan özelgelerin Gelir İdaresi Başkanlığı bünyesinde, Gelir İdaresi Başkanı veya tevkil edeceği bir başkan yardımcısının başkanlığında en az üç daire başkanından müteşekkil bir komisyon marifetiyle verilmiş olan özelgeler olacağı 63 nolu Sirkülerle belirtilmiştir.  Dolayısıyla bu komisyon tarafından verilmemiş olan özelgeler (eski tarihli özelgeler) ile Gelir İdaresi’nin taşra teşkilatı tarafından verilmiş olup, bu komisyon tarafından oluşturulmuş olan özelgelerle kapsam ve ilgili olduğu mevzuat bakımından tamamen aynı mahiyeti taşımayan özelgeler rapor değerlendirme komisyonları tarafından dikkate alınmayacaktır.

Diğer bir husus ise; özelgelerin rapor değerlendirme komisyonu açısından bağlayıcı olmasının vergi incelemesi yapmaya yetkili olanlar açısından da bağlayıcı olacağı sonucunu doğurmaktadır. Kanun maddesi ve tebliğe bakıldığında bağlayıcılığın sadece rapor değerlendirme komisyonu açısından olduğu incelemeye yetkili olanları bağlamadığı gibi bir durum ortaya çıkmakta. Ancak incelemeye yetkili kişi özelgeye aykırı rapor yazsa bile bu rapor, RDK tarafından olumsuz değerlendirilerek düzeltilmesi istenecektir.  Dolayısıyla incelemeye yetkili olanlar da bu hususa dolaylı olarak uymak zorunda kalacaklardır. Yasal olarak doğrudan böyle bir zorunluluğu olmayan inceleme elemanı, rapor değerlendirme komisyonunun bu yetkisini rapor aşamasında (özelgeye uygun rapor yazarak) kullanarak (dolaylı olarak kullanmak zorunda kalarak) bir işlemi gerçekleştirmiş olacaktır.

Ayrıca, verilmiş olan özelgelerin tüm mükellefler açısından uyulması zorunlu hükümler getirip getirmediği konusunda net bir hüküm bulunmadığından, mükelleflerin verilmiş olan özelgelere göre işlem yapmalarının ihtiyari mi yoksa zorunlu mu olduğu yönünde tereddütler doğması da muhtemeldir. Bu durumun vergi incelemesinde yaratacağı olumlu yada olumsuz etkinin neye göre değerlendirileceği de uzun vadede sorun yaratabilecektir. Bu bağlamda, mükellefleri doğrudan ilgilendiren hususların özelge ve sirkülerlerle çözümü yerine tüm mükelleflerin bilgi sahibi olabileceği, bağlayıcı hükümler içeren tebliğler ile düzenlemeler yapılması doğabilecek olan sorunlar açısından daha sağlıklı olacaktır.

 

YORUMLAR

  • Özelgelerin egemen hukuk olması durumuyla karşı karşıyayız. Risklidir. Konuyu gündeme almanız nedeniyle teşekkür.

    Ziyaretçi

  • Emeğinize sağlık Üstad. Teşekkür ederiz.

    Ziyaretçi

  • Özelgeler artık tüm vergi inceleme elemanlarını bağlamaktadır. Ve kendisinde denetim yapma yetkisi bulunmayan (en azından bünyesinde denetim elemanı olmayan) bir kurum (GİB), tüm denetim elemanlarını bağlayan bir düzenleme yapma yetkisini nereden almaktadır. Asıl sorgulanması gereken konulardan biri de budur. Sayın yazarın bu konuya temas etmesi gerekirdi.

    selcuk.tekin@vdk.gov.tr

  • Mükellefler olarak, inceleme elemanına göre değişen görüşlerden oldukça sıkıntılıydık...Artık kanun ne diyor diye düşünmekten ziyade hangi inceleme elemanı nasıl yorumlar..Katı mı yorumlar, yoksa piyasa gerçeklerini dikkate alır mı? diye düşünür halde idik...Bu durumu aşmak için özelge talep ediyoruz. Ama onu da dikkate almayan Müfettişlerimiz çıkıyor. Halbuki bizim için ikisi de devlet kurumu..Devlet kendi içinde çelişmemeli..Bir inceleme elemanının evet dediğini başka bir inceleme elemanı hayır dememeli veya tersi. Bir devlet kurumu böyle uygulayabilirsin derken diğeri hayır ben kabul etmem dememeli. Aksi durumda biz burda ne yapacağını bilmez halde dolanıyoruz. Bir önceki yorumcunun GİB'in yetkisi var yok tartışmasına anlam veremiyorum. Son derece kamusal ve yetki tartışması içerisinde verimsiz ve bürokrasiyi besleyen bir anlayış olduğuna inanıyorum .İşin özünü maalesef kaçırıyoruz. Her mükellef kötü, kaçakçı değildir. İş yapmaya, kanunlara uymaya ve aynı zamanda hem içte hem dış piyasalarda rekabet etmeye çalışanlarımız da var. Kösteğe değil desteğe ihtiyacımız var...

    Ziyaretçi

  • Sayın üstadım, Yazılarınızı büyük bir dikkatle takip etmekteyiz ve bir mükellef olarak önümüzü görememekten şikayetçiyiz. Bildiğiniz gibi 1 seri no'lu kurumlar vergisi tebliğinde "bir inşaat şirketinin şirket merkezi olarak kullanılmak üzere inşa etmiş olduğu bir binayı, en az iki tam yıl süre ile kullandıktan sonra satması halinde, bu satıştan doğan kazanç için istisna uygulanabilecektir" denmektedir. Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından internet sitesinde yer alan özelgelerde ise "ana faaliyet konuları arasında inşaat, taşınmaz alım satımı gibi taşınmaz ticareti yapılacağına ilişkin bir hüküm bulunan şirketlerin anılan istisnadan faydalanması mümkün değildir" denmektedir. Tebliğde yer alan örnekteki inşaat şirketinin ana faaliyet konusu doğal olarak gayrimenkul ticaretidir. Bence özelge tebliğe aykırıdır.Gelir İdaresi Başkanlığı konu hakkında net kararını verememişken inceleme elemanı ya da Rapor Değerlendirme Komisyonu işi nasıl değerlendirecek bizim için büyük merak konusu. Saygılarımla

    Ziyaretçi

  • Kuralları elbette İdare belirler, denetim elemanı da ona göre denetimini yapar. Aslolan denetim değil İdare'dir. Kendinizi mükellefin yerine koyun:Eline aldığı bir kılıcı kendi kafasına göre sallayan bir insanla muhatap olmak mı daha iyi, yoksa kurallarla (tebliğ, sirküler, özelge...) belirlenmiş bir çerçeveye göre denetim yapan birisiyle muhatap olmak mı? Bir mükellef olarak bana ikinicisi daha doğruymuş gibi geliyor.

    Ziyaretçi

Daha Fazla