HAZİNE NAKİT DENGESİ VE MERKEZİ YÖNETİM BÜTÇESİNDEKİ EĞİLİMLER
2018 Ekonomik Krizi sürecinde, Türkiye ekonomisinin kontrolden tamamen çıkmasının önünde iki önemli temel faktör bulunuyor.
Bu iki faktör, kamu borçluluğunun ve bütçe açığının, GSYH’ye oranla oldukça kabul edilebilir düzeyde tutulması ve bankacılık sektörünün yüksek sermaye yeterlilik oranı çalışması olarak tanımlanabilir. Ekonomiyi ayakta tutan bu iki temel dayanak, 2001 Ekonomik Krizi sonrasında IMF programının sert ve tavizsiz koşulları sayesinde oluşturabilmişti.
Son ekonomik krizde, reel sektörün taşıdığı yüksek tutarlı ve kur riskine açık borçlar ile bankacılık sektörünün bilançosu içinde sorunlu ve donuk/yüzdürülen kredilerin payı arttı. Dolayısı ile bankacılık sektörünün ekonominin en sağlam direklerinden biri olma sıfatı ortadan kalktı.
Ekonominin son kalesi olan kamu maliye sistemdeki durum daha da önem kazandı.
Bu rakamlardaki eğilim sadece kamu maliyesinin gidişatını değil, aynı zamanda dolaylı ve karmaşık ekonomi politikasının tüm şifrelerini ortaya koyması anlamında da yol gösterici olacaktır.
İlk önce temel tanımlar ile başlayalım.
Tanımlar ve önemli notlar
Merkezi yönetim bütçesi en geniş tanımlı kamu bütçesini oluşturur. Merkezi Yönetim bütçesinin içinde:
- Genel Yönetim Bütçesi: Cumhurbaşkanlığı, MİT, Diyanet, bakanlıklar, TBMM, yüksek yargı gibi devletin temel kurumları yer alır.
- Özel bütçeli idarelerin bütçesi: ÖSYM, TDK, Savunma Sanayi Başkanlığı, Vakıflar Genel Müdürlüğü, DSİ; MTA gibi devletin önemli diğer idarelerini içerir.
- Düzenleyici ve denetleyici kurumların bütçesi: RTÜK, BDDK, SPK, EPDK, KGK, KVKK gibi kurumları içerir.
Merkezi Yönetim bütçesinin toplam gelirinin %93-%97’si genel bütçe gelirlerini oluşturur. Dolayısı ile daha erken açıklanan genel bütçe ve hazine verileri, merkezi yönetim bütçesinin önemli bölümünü oluştur.
Reel sektörde olduğu gibi bütçe gerçekleşme tutarları ve nakit gerçekleşme tutarları kamu kesiminde de farklıdır. Bütçe gerçekleşme tabloları gelir gider tablolarına benzer, nakit gerçekleşme tabloları ise bu gelir ve giderlerin nakden gerçekleşmesine dayanır. Gelir ve gider tablosu tahakkuk esaslı, nakit gerçekleşmeler nakit girdi ve çıktısına göre oluşturulur.
Devletin konsolide yapısı içinde merkezi yönetim bütçesinin dışında, sosyal güvenlik sistemi, yerel yönetimler, kamu iktisadi kurumları, fonlar bulunur.
Merkezi yönetim bütçesinin en büyük kalemleri sırası ile cari transferler ve personel giderleridir. Cari transferlerinin en büyük kısmını hazine yardımları oluşturur.
Hazine yardımları, aklınıza gelebilecek her türlü kamu kurumuna aktarılan gelir ve fonlardır. Bu kurumlar arasında belediyeler, sosyal güvenlik kurumları, yüksek öğretim kurumları, KİT’ler, vs. bulunur.
Kamu kesiminde bütçe dışı harcama yapmak üzere 1983’ten itibaren fonlar kullanılmaktadır. Gelişmiş ülkelerin mali sisteminde merkezi yönetim bütçesi dışında harcamalara izin verilmez. Bazı ülkelerde ise o ülkelerin stratejik değerlerinin uzun vadeli birikimi için varlık fonları kullanılır. Türkiye’de ise bazı bütçe harcamalarını merkezi yönetim bütçesinden yani yasama organının kontrolünden alarak yürütme organına verilmesi uygulaması dönemin başbakanı Turgut Özal ile başlamıştır.
Örneğin son dönemde kamunun stratejik bazı projelerini finanse etmek üzere kurulmuş Türkiye Varlık Fonu bu fonlardan biridir. İşsizlik Fonu gibi fonlar aynı zamanda yarattığı nakit ile kamunun borçlanma araçlarına yatırım yaparak, kamu kesiminin borçlanma stratejisine destek olmaktadır.
Karmaşık bir kamu maliye sistemini sizin için bu basit notlar ile özetlemeye çalıştım.
Şimdi kamu kesiminin en güncel verisine sahip ve merkezi yönetim nakit gerçekleşmelerinin büyük bölümünü oluşturan Hazine Nakit Dengesi tablosu ile devam edelim.