1980’li yıllarda bütün dünyada olduğu gibi Türkiye için de üretim ve ihracat yönlü büyümenin önem ve gerekliliği ortaya çıkmıştır. Bu dönemde sermaye hareketlerinin serbestleşmesi, döviz kurlarının oluşmasının serbest piyasalara bırakılması gibi pek çok radikal önlemler hayata geçirilmiştir. İhracat teşvik çok sayıda yeni düzenleme liberal politikalar bağlamında uygulamaya konulmuştur. Bu düzenlemelerin başında ise ihracatın teşviki için serbest bölgeler rejiminin hayata geçirilmesi olmuştur. Ülkemizde ekonomik büyüme ve kalkınmanın üretim ve ihracat kanalıyla gerçekleşmesi bakımından serbest bölge uygulaması hayata geçirilmiş olup, bu kapsamda ihracatın teşviki ve ülkenin döviz kaynaklarının artırılması öngörülmüştür. Dolayısıyla artan ihracatla birlikte üretilen ürünlere yeni pazarlar sunacağından gerek yurt içi gerekse de yurt dışı talebi karşılamak için üretim ve istihdamın artırılması amaçlanmıştır. Kuşkusuz bu ortamın sağlanabilmesi için her anlamda ihracat ve üretimi destekleyen araçların olması gerekmektedir. Bu araçların başında ise vergi teşvikleri gelmektedir. Ülkemizde yürürlükte olan 3218 Sayılı Serbest Bölgeler Kanunu başta olmak üzere birçok vergi kanunumuzda üretim ve ihracatı teşvik edecek mahiyette teşvikler yer almaktadır. Bu çalışmamızda söz konusu teşviklere vergi türleri kapsamında değinilmiş olup, serbest bölgelerde üretim, yazılım, ihracat yapan mükelleflere vergi mevzuatımızda tanınan teşvikler ele alınmak suretiyle serbest bölgelere tanınan vergisel cazibe ortamının farkındalık düzeyinin artırılması amaçlanmaktadır. Dolayısıyla çalışmamızda vergi kanunları kapsamında serbest bölgelerde uygulanmakta olan vergisel teşvikler ayrı ayrı ele alınmak suretiyle bilgi verilmeye çalışılmıştır. Ayrıca ülkemizde, faaliyet türleri itibariyle serbest bölge sayıları, istihdam sayıları, ticaret hacimlerine değinmek suretiyle ekonomik aktivitenin büyüklüğü ile vergisel teşvik düzeyi üzerinde durulmuştur.
In the 1980s, the importance and necessity of production and export-oriented growth emerged for Turkey as well as all over the world. In this period, many radical measures such as liberalization of capital movements and leaving the formation of exchange rates to free markets were implemented. A large number of export promotion regulations have been implemented in the context of liberal policies. At the beginning of these regulations as the implementation of the free zones regime for the promotion of exports. In order to realize the economic growth and development in our country through production and export, the free zone application has been implemented, and in this context, it is foreseen to encourage exports and increase the foreign exchange resources of the country. Therefore, it is aimed to increase production and employment in order to meet both domestic and international demand, as it will offer new markets for the products produced with increasing exports. Undoubtedly, in order to provide this environment, there must be tools that support export and production in every sense. One of these tools is tax incentives. There are incentives to encourage production and export in many tax laws, especially the Free Zones Law No. 3218, which is in force in our country. In this study, the incentives in question are mentioned within the scope of tax types, and it is aimed to raise the awareness level of the tax attraction environment granted to free zones by considering the incentives provided for production, software and export taxpayers in our tax legislation. Therefore, in our study, it has been tried to give information by considering separately the tax incentives applied in free zones within the scope of tax laws. In addition, in our country, the size of the economic activity and the level of tax incentives are emphasized by referring to the number of free zones, employment numbers, trade volumes in terms of activity types.