Kurumlar vergisi mükellefleri, kanuni ve iş merkezlerinin Türkiye’de bulunup bulunmamasına göre tam ya da dar mükellef olarak adlandırılır. Buna göre kanuni veya iş merkezi Türkiye’de bulunan kurumlar tam mükellef olarak adlandırılır ve gerek Türkiye’de gerekse yurt dışında elde ettikleri kurum kazançlarının tamamı üzerinden vergilendirilirler. Buna karşılık kanuni ve iş merkezi Türkiye’de bulunmayan kurumlar ise dar mükellef olarak adlandırılır ve sadece Türkiye’de elde ettikleri kurum kazançları üzerinden vergilendirilirler. Genel olarak kurumlar vergisi mükelleflerinin iştiraklerinden elde etmiş oldukları kar payları kurum kazancına dahil olup kurumlar vergisine tabi bulunmakla birlikte 5422 sayılı K.V.K.’nun 8. maddesinin (1) numaralı bendinde gerek tam gerekse dar mükellef kurumların, tam mükellefiyeti haiz kurumlardan elde ettikleri kar paylarının iştirak kazancı olarak kurumlar vergisinden istisna olduğu hüküm altına alınmıştır. Bununla birlikte 5228 sayılı Kanunun 30. maddesi ile 01.01.2005 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere K.V.K.’nun 8. Maddesine eklenen (9) numaralı bent ile tam mükellef kurumların yurt dışı iştiraklerinden elde ettikleri kar paylarının belirli şartlar altında kurumlar vergisinden istisna olduğu hüküm altına alınmıştır.Öte yandan halihazırda T.B.M.M.’nde bulunan yeni Kurumlar Vergisi Kanunu tasarısında da tam mükellef kurumların yurt dışı iştiraklerinden elde ettikleri kar paylarına ilişkin istisna düzenlemesi mevcut bulunmaktadır. Yazımızın izleyen bölümlerinde öncelikle 5422 sayılı K.V.K.’nun 8. maddesinin (9) numaralı bendinde hüküm altına alınan istisna uygulamasına ilişkin usul ve esaslar ana hatları itibariyle açıklanacak daha sonra ise yeni tasarıda yer alan istisna uygulaması ayrıntılı olarak açıklanacaktır.