Bilindiği üzere, her mali yıl için yürütme organınca kamunun gelir ve giderlerini belirli bir plan ve disiplin içinde ortaya koyan bir belge olarak hazırlanan bütçe, yasama organınca belirli usullere göre görüşülerek kanunlaşmaktadır. Bu süreç, hukuki bir belge olarak bütçe kanunu ile idareye gelir ve giderlere ilişkin mevzuatın uygulanması yönünde izin verme anlamını taşımakla birlikte ekonomik olarak toplumsal kaynakların kamu elinde kullanılacak kısmını ve kullanım şeklini belirlemesi açısından hem siyasi hem de sosyal etkileri de bünyesinde barındırmaktadır. Bütçenin kendine özgü yapısı ve amaçları nedeniyle, bütçe kanunu ile gelirlerin toplanması ve harcamaların gerçekleştirilmesinden sorumlu olan idareye yasama organınca bu yetkinin verilmesi anlamında yasallaşma yönünde, diğer kanunlardan farklı olarak belirli bir kalıp içinde düzenlemeler getirilmiştir. Bu bağlamda, bütçenin kanunlaşmasına ilişkin olarak kendine özgü kuralların tanınmış olması, bütçe kanunu dışındaki diğer kanun formatında düzenlenmesi gereken konuların bütçe içinde düzenlenmesini engellemektedir. Ancak, bütçenin kanunlaşmasına özgü kuralların diğer kanunlara yönelik Anayasa’da yer alan usullere göre daha pratik olması nedeniyle, yasama organı bütçe dışındaki olağan kanunlarla düzenleme yapılması gereken konuları bütçe kanunu içinde yasalaştırma yöntemini sıklıkla kullanmaktadır. Bu çerçevede, çalışmamız kapsamında konunun Anayasal hükümler paralelinde değerlendirilmesi yapılarak 2005 Mali Yılı Bütçe Kanunu hükümlerinden örnekler verilecektir.