Yaşanan ekonomik veya finansal krizlerde kimi zaman yeni vergiler ile piyasaya müdahalelerde bulunulmakta kimi zaman var olan vergilerin oranları artırılmakta veya azaltılmaktadır. Böylelikle arz talep dengesi sağlanmakta ve ekonomik istikrarı oluşturmak hedeflenmektedir.
Kriz dönemi politikası olarak vergi oranlarındaki yüksek artışlar nedeniyle vergiye tabi gelirlerde azalmalar oluşur. Burada önemli olan doğru vergi politikasını tespit etmektir. Bu noktada Laffer Eğrisi üzerinden hareketle yapılacak olan vergi politikası hamleleri önem arz etmektedir. Şöyle ki; Laffer eğrisi savunucularına göre, devletlerin düşük vergi uygulaması daha fazla vergisel gelir elde etmelerini sağlayacaktır. Çünkü insanlar hem gelir elde etmeye hem de elde ettikleri gelirleri vergi otoritelerine bildirmeye gönüllü olacaklardır. Elde edilecek vergi gelirlerinin devletler tarafından etkin bir şekilde yatırımlarda kullanılmasıyla yeni istihdam alanları sağlanacak ve işsizlik azalacaktır. Bu durum ekonomik büyüme oranlarını artıracaktır. Bununla birlikte yüksek vergi oranları karşısında mükelleflerin, vergi kaçırma yöntemleri gibi mali suçlara yönelme eğiliminin de azalacağı söylenebilir.
Bu çerçevede yaşanan salgın sürecinde Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından uygulanan maliye politikalarının özellikle Katma Değer Vergisi (KDV) özelinde yapılan vergi indirimleriyle çok yerinde olduğunu belirtmek gerekir. Zira arz talep dengesinin sağlanmasında önemli avantajlar sağlayacak bir düzenleme olduğu açıktır. Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından KDV indirimi yapılan sektörler;