Devletin vergi gelirlerinde verimliliğin sağlanması, mükellef ve vergi sorumlularının vergi kanunlarında gösterilen ödevlerinin zamanında ve eksiksiz yerine getirilmesi ile mümkün bulunmaktadır. Vergi kanunlarında, vergi ehliyeti için kanuni ehliyet koşulu aranmadığından, vergi ile ilgili bu ödevlerin, bizzat mükellef veya vergi sorumlusu tarafından yerine getirilmesi, her zaman olanaklı olmayabilir. Aynı şekilde; fiziki varlığı olmayan tüzel kişilerin de, vergi ile ilgili ödevlerini, bizzat yerine getirecekleri düşünülemez. İşte bunun içindir ki; Vergi Usul Kanunu’nun 10 uncu maddesinde medeni hakları kullanma ehliyetini haiz bulunmayanlar ile kısıtlı ehliyetlilerin ve tüzel kişilerin bu ödevlerinin kanuni temsilcileri tarafından yerine getirilmesi öngörülmüştür(1). Yazımızın konusunu, anonim şirketlerde kanuni temsilcilerin Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre kimler olduğu ve bu temsilcilerin 213 sayılı Vergi Usul Kanunu ve 6183 sayılı Amme Alacakları Tahsil Usulü Hakkındaki Kanun hükümlerine göre sorumlulukları nın ortaya konması oluşturmaktadır.