Bretton Woods konferansında 1944 yılında sabit kur sisteminin temelleri atılmış ve sistem 1946 yılında fiilen uygulanmaya başlanılmış, ancak söz konusu sistem Amerika Birleşik Devletleri Merkez Bankası (Federal Reserve)’nın uyguladığı para politikasında altın fiyatlarıyla oynamaksızın enflasyonu kontrol altına alamaması ve başta Almanya, Japonya ve İsveç olmak üzere bazı ülkelerin doların sabit kur sistemiyle ABD’nin kendilerine empose edeceği enflasyonu kabul etmememeleri neticesinde çökmüştür. Sabit kur sisteminin çöküşüyle futures, forward, options ve swaps gibi finansal türevler piyasalarda yerini almış ve günümüz ekonomik ortamında finansal riskleri bertaraf (hedge) edebilmek için yaygın olarak uygulanmaya başlanmıştır. Gelir Vergisi Kanununa 5281 sayılı Kanunun 30’uncu maddesiyle eklenen Geçici 67’nci maddesinde, menkul kıymetler ve diğer sermaye piyasası araçlarının elden çıkarılması ve elde tutulması sürecinde elde edilen gelirler ile mevduat faizleri, repo gelirleri ve özel finans kurumlarından elde edilen gelirlerin vergilendirilmesine yönelik düzenlemelere yer verilmiştir. Menkul kıymetler ve diğer sermaye piyasası araçlarının elden çıkarılması ve elde tutulması sürecinde elde edilen gelirler ile ilgili olarak yapılan düzenleme 1/1/2006-31/12/2015 döneminde geçerli olacaktır. GVK’nun Geçici 67’nci maddesinin (14) numaralı fıkrasında; vadeli işlem ve opsiyon sözleşmelerinin vergilendirilmesi hükme bağlanmıştır. Yazımızda 2006 yılından itibaren uygulamaya konulması planlanan “Tebliğ” açıklamaları vadeli işlem ve opsiyon sözleşmelerinin vergilendirilmesine yönelik olarak ele alınmaktadır.