Bilindiği üzere Katma Değer Vergisi Kanununun (11/1-b) maddesi kapsamında Türkiye’de ikamet etmeyen yolculara (T.İ.E.Y) yapılan teslimlerden doğan katma değer vergisinin iadesi işlemlerinin tabi olacağı prosedür, Maliye Bakanlığı’nın 01.03.1997 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan 61 Seri No’lu Katma Değer Vergisi Genel Tebliğiyle açıklanmıştır. Sözkonusu tebliğde, T.İ.E.Y’a yapılan teslimler nedeniyle mükelleflerin yüklendiği katma değer vergilerinin iadesi için özetle; bağlı olunan vergi dairesinden istisna belgesi alınması, satışların özel fatura düzenlenmek suretiyle döviz karşılığında yapılması, özel faturanın çıkış gümrüğünde onaylatılması ve satışa ilişkin dövizin, karşılığında döviz alım belgesi alınarak bankalara veya özel finans kurumlarına satılması gibi şartlar öngörülmüştür. KDV iade hakkının, esas olarak yukarıda sayılan bütün bu işlemlerin gerçekleştiği dönemde doğduğu öngörülmekle beraber, bazı sebeplerden dolayı, belirtilen bu işlemlerin herhangi birinin veya bir kısmının farklı dönemlerde gerçekleşmesi sözkonusu olabilmektedir. Özellikle bu tip satışlara ilişkin özel fatura ve/veya döviz alım belgesinin mükellefe intikali, elde olmayan sebeplerle satışın gerçekleştiği dönemden sonraki dönemlerde de gerçekleşebilmektedir. Belirtilen bu iki belgenin intikal ya da temin edilme zamanının tesbiti konusunda gerek mükellefler, gerekse de vergi dairesinin çeşitli birimleri arasında uygulama farklılıkları ortaya çıkmaktadır. Biz de bu yazımızda; mevzuattan kaynaklandığını düşündüğümüz sözkonusu farklılıklara dikkat çekip kendi görüş ve değerlendirmelerimizi de ortaya koymak suretiyle özel faturaların ve döviz alım belgelerinin intikalinden ya da temin edilmesinden anlaşılması gerekenin ne olduğunu anlamaya ve anlatmaya çalıştık.