Mali saydamlık, günümüzde giderek önem kazanan ve yoğun tartışmalara neden olan başlıca konulardan biri durumuna gelmiştir. Özellikle küreselleşmeye paralel olarak ortaya çıkan uluslararası ilişkilerin geliştirilmesi ve güçlendirilmesi gereği, saydamlığı ön plana çıkarmıştır. Birçok ülkede yaşanan finansal krizlerin nedenlerinden biri de piyasaların yeterli ölçüde açık ve şeffaf olmamasıdır. Bu krizlerin en önemli sonucu küreselleşmenin ülke ekonomilerine sağladığı faydaların yanında zararlarının da ortaya çıkmasıdır. Bu durum kamu kesiminde görev ve sorumlulukların yeniden gözden geçirilmesini gerektirmiştir. Mali saydamlık, özellikle gelişmekte olan ülkelerdeki kurum ve kuruluşlara güven duyulmasında etkili bir araç olduğu kadar, ekonomik istikrarın sağlanması ve sürdürülmesi açısından da son derece önem taşımaktadır. Bunu sağlamanın temel koşullarından biri ise, başta bütçe olmak üzere diğer mali araçların da mali saydamlığı sağlayıcı yönde kullanılmasıdır. Kamu kesiminin milli ekonomideki payının yüksek olduğu ülkelerde bütçe uygulamaları karmaşıklıklar gösterdiğinden, politikacılar genellikle bütçelerin fazla saydam olmasını arzu etmeyebilmektedirler. Halbuki mali saydamlık, devletin topluma karşı daha sorumlu ve hesap verebilir duruma gelmesinde önemli bir araçtır. Şöyle ki, kamunun hesap ve raporlarının açık olmaması, uluslararası standartlara uygun ölçüde bilgi üretilmemesi veya üretilememesi gibi faktörlere bağlı olarak piyasalar etkin çalışamamakta ve bu durum ekonomide bir takım yolsuzluklara neden olabilmektedir. Bu çalışmada öncelikle mali saydamlık kavramı tanım, önem ve etkinlik bakımından incelenecek, daha sonra ise bütçe süreci mali saydamlık çerçevesinde değerlendirilerek, 5018 sayılı (Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu) kanunun konumuzla ilgili hükümleri dikkate alınarak, bazı değerlendirme ve önerilere yer verilecektir.