TARİH ARALIĞI

Başlangıç Tarihi
Seç
Bitiş Tarihi
Seç

ARANACAK KRİTER

Kriter Seçin
Makale Başlığında

ARANACAK KELİME

Örnek “vergi mevzuatı”

TEKNOLOJİ GELİŞTİRME BÖLGELERİ İLE SERBEST BÖLGELERİN VERGİSEL AVANTAJLAR BAKIMINDAN KARŞILAŞTIRILMASI

Ekim 2004 Sayı 193

ÖZET

Küreselleşme eğilimlerinin hızlandığı günümüzde yoğun rekabetin yaşandığı uluslararası piyasalarda, ülkelerin yer edinebilmeleri ve bunu rekabet gücü olarak taşıyabilmeleri, sektörlerin ülke şartları ve sanayi yapısına en uygun ve ileri teknolojileri kullanabilmelerine bağlı olup bu durum özellikle ülkemiz için daha da büyük önem taşımaktadır. Zira Uluslararası rekabette geleneksel mal ve hizmet üretimine yönelik talep giderek azalmakta, onun yerine bilgiye dayalı yeni sanayiler ikame edilmektedir. Ürünlerin piyasa ömürlerinin kı- salması, firmaları, sektörleri, dolayısıyla ülkeleri bu hızlı ve yeni süreçte modern teknolojilerin üretilmesine yönelik strateji ve politikalar geliştirmeye mecbur bırakmaktadır. Son yıllarda gelişmiş ülkelerin stratejileri; yeni teknolojilerin etkin kullanımı ve Ar-Ge faaliyetleri ile bu potansiyelin harekete geçirilmesi noktasında yoğunlaşmaktadır. Bilim ve teknoloji için yapılan planlama ve örgütlenme, bilgi üretiminin yanında bilginin yayılması ve ekonomik uygulama alanı bulabilmesi ile başarıya ulaşmaktadır. Bu alanda önemli unsurlardan başlıcası üniversitelerdeki bilgi birikiminin en kısa yoldan sanayiye aktarılması ve etkin “ üniversite-sanayi işbirliğinin” oluşturulmasıdır. İşte bu noktada, yaygın olarak teknoloji geliştirme bölgeleri (teknopark) gibi oluşumlara ihtiyaç duyulmaktadır. Bu politika, firmalara tanınan vergi ayrıcalığı, hükümetlerin ve yerel kuruluşların sağladığı teknik yardımlar ve katma değeri yüksek konulardaki Ar-Ge faaliyetlerine verilen önem ile desteklenmektedir. Ülkemizde, Teknoloji Geliştirme Bölgelerine ilişkin yasal ve idari ilk düzenlemeler 4691 sayılı Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Kanunu(1)(TGBK) ile Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Uygulama Yönetmeliği (TGBUY) ile yapılmıştır. TGBK ; ülkemizin ihtiyacı olan teknolojileri edinmek, özgün ürün tasarımlarına ve üretim teknolojilerine ulaşmak, üniversite-sanayi işbirliğini gerçekleştirmek, iyi işleyen bir AR-GE sistemi kurmak ve sanayimizin teknolojik alt yapısını oluşturmak için çağdaş yaklaşım ve teşvik yapısını düzenleyen bir yasa olarak yürürlüğe konulmuş olup bu kanun ile, üniversiteler, araştırma kurum ve kuruluşları ile üretim sektörlerinin işbirliği sağlanarak, ülke sanayisinin uluslararası rekabet edebilir ve ihracata yönelik bir yapıya kavuşturulması maksadıyla teknolojik bilgi üretmek, üründe ve üretim yöntemlerinde yenilik geliştirmek, ürün kalitesini veya standardını yükseltmek, verimliliği artırmak, üretim maliyetlerini düşürmek, teknolojik bilgiyi ticarileştirmek, teknoloji yoğun üretim ve girişimciliği desteklemek, küçük ve orta ölçekli işletmelerin yeni ve ileri teknolojilere uyumunu sağlamak, Bilim ve Teknoloji Yüksek Kurulunun kararları da dikkate alınarak teknoloji yoğun alanlarda yatırım olanakları yaratmak, araştırmacı ve vasıflı kişilere iş imkânı yaratmak, teknoloji transferine yardımcı olmak ve yüksek/ileri teknoloji sağlayacak yabancı sermayenin ülkeye girişini hızlandıracak teknolojik alt yapıyı sağlamak amaçlanmıştır. Vergi mevzuatımızda önemli değişiklikleri de beraberinde getiren 5035 sayılı Kanun(3) ile 4691 sayılı Kanunla yapılan düzenlemelerde de değişikliğe gidilmiş ve ilave destek unsuru olarak katma değer vergisi istisnası ihdas edilmiştir. Kanun ve yönetmelikle yapılan düzenlemelere Maliye Bakanlığı’nca 28.10.2003 tarihinde çıkarılan “KVK-1/2003-1/Teknoloji Geliştirme Bölgeleri-1” sirküleri ile ve 15.03.2004 tarihinde çıkarılan“KVK-6/2004-4/ Teknoloji Geliştirme Bölgeleri-2” sirküleri açıklık getirilmeye çalışılmıştır. Ülkemizde serbest bölge uygulaması ise 3218 sayılı Serbest Bölgeler Kanununun yürürlüğe girdiği 1985 yılından itibaren gelişmeye başlamış, konu ile ilgili olarak Serbest Bölgeler Uygulama Yönetmeliği, Bakanlar Kurulu Kararları ve Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığı/Serbest Bölgeler Genel Müdürlüğü’nce muhtelif tarihlerde yayımlanan tebliğ ve genelgeler ile uygulamaya yön verilmeye çalışılmıştır. Serbest Bölgelerin kurulması ile 3218 sayılı Serbest Bölgeler Kanunu’nun gerekçesinde de belirtildiği üzere; - Serbest bölgelerde hiçbir vergi ve resim ödenmeden, müteşebbislerin yurt içinden ve yurtdışından girdilerini getirebilmeleri ve yerli müteşebbislerin yurt içinde stoklamaya gitmeksizin ihtiyaçlarını devamlı ve ucuz olarak karşılayabilmeleri, - Serbest bölgelerde çalışanların gelir ve kurumlar vergilerinden muaf tutulmaları suretiyle müteşebbislerin bu bölgelere gelmelerinin sağlanması, böylece bölgenin ve dolayısıyla o yörenin kalkınmasına imkan verilmesi, - Serbest bölgelere gelen müteşebbislerin ham, yarı mamul veya mamul şeklinde yatırım giderlerini Türkiye’den karşılamaları halinde, bölgelere gelen malların ihraç sayılmaları nedeniyle daha uygun fiyatla teminine imkan vererek, bir yandan yerli üretim ve diğer yandan ihracatın arttırılması suretiyle döviz gelirinde artış sağlanması, - Türk sanayisinin gelişmesine yararlı olabilecek modern teknolojinin getirilmesi ve yatırım giderlerinin Türkiye’den sağlanması, amaçlanmıştır. Serbest bölgelerle ilgili son yıllarda yayımlanan verilere bakıldığında Serbest Bölgelerin ; * İhracat üsleri olarak planlanmış bu bölgelerin ithalat üsleri haline geldiği, * İstihdam sağlamada arzu edilen seviyelere ulaşılamadığı, * Karapara aklama eylemlerin gerçekleştirilebileceği uygun ortamlar haline gelme tehlikesini barındırması, * Yurtiçinde bulunan firmaların serbest bölge merkezli firmalarla kurduğu mekanizma yoluyla bir vergi kaçırma ağı kurabilmeleri, * Bu bölgelerin, vergi kanunlarının tamamen uygulanmadığı denetimsiz bölgeler halini aldığı, * Yabancı sermaye yatırımlarını çekemediği, bölgedeki firmaların yurtiçi firmalara önemli rakip haline geldiği, görülmüş olup, bu nedenle serbest bölgelere ve burada faaliyet gösteren girişimcilere sağlanan mali anlamdaki teşvik unsurları yeniden gözden geçirilmiş ve Serbest Bölgeler Kanunu’nda 5084 sayılı Kanun ile köklü değişiklikler yapılmıştır. Bu yazımız ile son yasal düzenlemeler çerçevesinde teknoloji geliştirme bölgeleri ile serbest bölgelerin ortak ve farklı yanları ortaya konulduktan sonra bu bölgelere sağlanan vergisel avantajlar bir tablo yardımı ile karşılaştırılmaya çalışılacaktır.

Anahtar Kelimeler:

Jel Sınıflandırması:

ABSTRACT

Keywords:

Jel Classification:

Devamını okumak ve yorum yapmak için giriş yapmalısınız!