SORU 1: Bedelsiz hisse senedi verilmesi halinde, bu bedelsiz hisse senedi; a) Yeniden değerleme karşılığında verilmişse, b) Temettü dağıtmak yerine yedek akçelerden karşılanmış ise, Vergiye tabi midir, muafiyet var mıdır, temettü dağıtılması halinde vergi sınırı nedir, ne zaman beyanname verilir, tahakkuk eden vergi ne zaman ödenir, vergi alacağından mahsup edilir mi? CEVAP 1: Kar yedeklerinden karşılanan sermaye artırımları sonucunda, ortaklarca bedelsiz iştirak hissesi veya hisse senedi iktisabı, kurum açısından kar dağıtımı ve ortaklar açısından kar payı hükmündedir. Bununla birlikte, Kurumlar Vergisi Kanununun Geçici 23/a maddesi uyarınca, gayrimenkullerin ve iştirak hisselerinin satışından ve üretim tesislerinin yeni kurulan bir sermaye şirketine ayni sermaye olarak konulmasından doğan ve sermayeye ilave edilmesi şartıyla vergilendirilmeyecek kazanç, esas itibarıyla kar yedeği mahiyetinde olmakla birlikte, sözkonusu maddenin üçüncü fıkrasında, bu kazançların sermayeye ilavesinin kar dağıtımı sayılmayacağı belirtilmiştir. Buna göre, anılan kazançların sermayeye ilavesi nedeniyle ortaklara verilecek bedelsiz iştirak hisseleri veya hisse senetleri, kar payı kabul edilmeyecek dolayısıyla vergiye tabi tutulmayacaktır. Ayrıca amortismana tabi iktisadi kıymetlerin yeniden değerlenmesi sonucunda ortaya çıkan yenileme fonu, GVK 38/son maddesinde belirlenen maliyet artış fonu ile kesilip satılmak üzere ağaç yetiştiriciliğinde yapılan giderlerin yeniden değerlenmesi sonucunda ortaya çıkan maliyet artışı fonunun sermayeye eklenmesi sonucu verilen bedelsiz hisse senetleri kar dağıtımı olmayıp böyle bir durumda herhangi bir vergilendirme sözkonusu olmayacaktır. Ancak kar yedeği niteliğindeki yedek akçelerden sağlanan bedelsiz hisse senetleri kar payı kabul edilerek vergiye tabi tutulacaktır. Kurumlar açısından bu kar payı iştirak kazancı kapsamında olup, eğer tam mükellef bir kurumdan elde edilmiş ise KVK 8/1 maddesi gereğince iştirak kazançları istisnasından faydalanacaktır. Gelir Vergisi Kanununun75. Maddesinde, gerçek kişilerin kurumlardan elde ettikleri kar payları ve bunlar üzerinden hesaplanan vergi alacağı, menkul sermaye iradı sayılmıştır. Söz konusu iratların bir ticari faaliyete bağlı olmaksızın elde edildiği durumda, bunların vergilendirilmesi kanunun menkul sermaye iratlarına ilişkin hükümlerine göre yapılacaktır. Tam mükellef gerçek kişilerce beyanname verildiği ve kar payları ile vergi alacağının dahil edildiği durumda, beyanname üzerinden hesaplanan gelir vergisinden vergi alacağı mahsup edilecektir. Bu gelirlere ilişkin beyanname gelirin elde edildiği yılı takip eden takvim yılının Mart ayında verilecek ve üç eşit taksitte ödenecektir.