SORU 1: İnşaat sektörünün gelişmekte olduğu ülkemizde ortaklarına birer daire yapmak amacıyla kurulan bir yapı kooperatifiyiz. Elimizdeki mevcut arsalardan bir kısmını belediye’ye, bir kısmını ise il özel idaresine bağışlamak istiyoruz. Yapmayı düşündüğümüz bağışlama işlemi sonucunda kooperatifimiz bir vergi yükü altına girecek midir? Yoksa diğer şartlar da sağlandığından, muafiyetten yararlanmaya devam edebilecek miyiz? CEVAP 1: Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 7/16. maddesi hükmü uyarınca kooperatifler genel olarak esas mukavelenamelerinde sermaye üzerinden kazanç dağıtılmaması, idare meclisi başkan ve üyelerine kazanç üzerinden hisse verilmemesi, ihtiyat akçelerinin ortaklara dağıtılmaması ve münhasıran ortaklar ile iş görülmesine dair hükümler bulunması şartı ile kurumlar vergisinden muaf tutulmuşlardır. Ayrıca ana sözleşmelerinde bu şartlar bulunmakla beraber fiilen bu kayıt ve şartlara uymayan kooperatifler ile faaliyete geçen üst kuruluşlara girmeyen kooperatifler muafiyetten faydalanamazlar. Kurumlar Vergisi Kanunu’nun Geçici 28. Maddesinde ise 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’na ya da özel kanunlara göre kurulan kooperatiflerin, ortağın sahip olabileceği en fazla pay tutarı dikkate alınmaksızın gayrimenkul ve iştirak hisselerinin satışından doğan kazanç istisnasından yararlanabilecekleri belirtilmiştir. Ancak bunun için iştirak hisseleriyle gayrimenkullerin satışından doğan kazancın sermayeye eklenmeyerek özel bir fon hesabında gösterilmesi ve hiç bir şekilde ortaklara dağıtılmaması ve kooperatifin amaçlarını gerçekleştirilmesinde kullanılması gerekmektedir.Geçici 28. maddenin diğer şartlarının da sağlanması kooperatifler için göz ardı edilmemelidir. Bunun yanında 18.09.1989 tarih ve 89/2 sıra nolu Kurumlar Vergisi İç Genelgesine göre de aynı şartlara uyan kooperatiflerin; anasözleşmelerine “ortak dışı işlemde bulunulması halinde, bu işlemden doğan gelir-gider farkının özel bir fon hesabında tutulması”na ilişkin bir hüküm koymaları muafiyet şartlarını bozmamaktadır. Ancak, ana sözleşmelerinde muafiyet şartları yazılı bulunan kooperatiflerden ortak dışı işlemde bulunan kooperatifler, ortak dışı işlemde bulundukları tarihten itibaren kurumlar vergisine tabi olacaklardır. Buna göre kooperatifinizin yapmış olduğu bağışlama, ortak dışı işlem olmakta ancak herhangi bir gelir doğmayacağından gelir-gider farkı da oluşmayacak ve kazanç olmadığı için de özel bir fon hesabında bulunma şartının gerçekleşip gerçekleşmediğine bakılmayacaktır. Diğer şartlar da ihlal edilmediği takdirde kooperatifiniz kurumlar vergisinden muaf olmaya devam edecektir. KDV Kanunu’nun Geçici 10. maddesi hükmü doğrudan az önce de değindiğimiz Kurumlar Vergisi Kanunu’nun Geçici 28. Maddesine atıf yapılarak düzenlenmiştir ve bu kapsamda yapılan teslimler için, anılan maddedeki şartlar dahilinde KDV istisnası öngörülmüştür. KDV Kanunu’nun Geçici 10. maddesinin, Kurumlar Vergisi Kanunu’nun Geçici 28. maddesi yürürlükte kaldığı sürece (1.1.1999-31.12.2002) geçerliliği devam edecektir.