213 Sayılı Vergi Usul kanunu’nun(1) 134’üncü maddesinde vergi incelemesinden maksadın, ödenmesi gereken vergilerin doğruluğunu araştırmak, tespit etmek ve sağlamak olduğu belirtilmiş, 135’inci maddesinde incelemeye yetkililerin kimler olduğu tek tek sayılmış ve anılan Kanununun 138’inci madesinde vergi incelemesinin ne zaman yapılacağnın haber verilmesinin mecburi olmadığı, incelemenin neticesi alınmamış hesap dönemi de dahil olmak üzere, tarh zamanaşımı süresi sonuna kadar her zaman yapılabileceği, evvelce yapılmış veya matrahın re’sen takdir edilmiş olması yeniden inceleme yapılmasına ve gerekirse tarhiyatın ikmaline mani olmayacağı hüküm altına alınmıştır. Aynı Kanunun 3/B maddesinde vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin esas olduğu, vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin yemin hariç her türlü delille ispatlanabileceği, iktisadi, ticari ve teknik icaplara uymayan veya olayın özelliğine göre normal ve mutad olmayan bir durumun iddia olunması halinde ispat külfetinin bunu iddia eden tarafa ait olduğu hükümlerine yer verilmiştir. Mükellefler yukarıdaki Kanun hükümlerinden de anlaşılacağı üzere defter ve belgelerini incelemeye yetkili olanlara tarh zamanaşımı süresince ibraz etmek ve saklamak zorundadır. Ancak çeşitli nedenlerle mükellefler tarafından bu zorunluluk ya yerine getirilememekte ve incelemeye ibraz edilememekte ya da kasıtlı olarak incelemeye getirilmemekte yani saklanmaktadır. Bu yazımızda vergi reformu niteliğindeki 4369 sayılı Kanunla getirilen yeni düzenlemelerde dikkate alınarak, defter ve belgelerin mükellefler tarafından incelemeye ibraz edilmemesi ayrıntılı olarak açıklanmaya çalışılacaktır.