Bilindiği üzere, vergi kimlik numarasının yaygınlaştırılması hakkındaki 4358 sayılı Kanunla(1) vergi kimlik numarasına ilişkin esaslar düzenlenmiştir. Anılan Kanunun amacının düzenlendiği 1’inci maddede; “...vergiyi doğuran olayların ve mükelleflerin zamanında tespit edilmesi için vergiyi doğuran olayla ilgili işlemlerin yapılması sırasında gerçek ve tüzel kişilerden, vergi kimlik numarasının aranılması ve düzenlenecek belge ve tutulacak kayıtlarda vergi kimlik numarasına yer verilmesi suretiyle vergi ziyaının önlenmesidir.” şeklinde açıklanmıştır.(2) Yine aynı Kanunun 2’nci maddesi gereğince, kamu idare ve müesseseleri ile diğer gerçek ve tüzel kişiler, Maliye Bakanlığı’nca belirlenecek işlemlerin yapılması sırasında, bu işlemlere muhatap veya taraf olan gerçek ve tüzel kişilerin vergi kimlik numarasını tespit etmek ve bu işlemlere ilişkin belge, hesap ve kayıtlarında vergi kimlik numaralarına da yer vermek zorundadırlar. Belirlenecek işlemlere muhatap veya taraf olan kişiler, vergi kimlik numaraları olmadığı takdirde, işlemlerin tamamlanmasından önce vergi kimlik numarasını almak zorundadır. Bu Kanuna göre vergi kimlik numarasını tespit etme, belge, hesap ve kayıtlarında gösterme mecburiyeti kapsamına alınan kurum ve kuruluşların özel mevzuatlarında yer alan vergi kimlik numarasının kullanımını engelleyici veya kısıtlayıcı mahiyette olan hükümler uygulanmaz. Bu Kanunda geçen “vergi kimlik numarası” tabiri, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun (VUK) 8’inci maddesi uyarınca gerçek ve tüzel kişilere verilen vergi numarasını ifade etmektedir. Kendilerine vergi kimlik numarası verilmiş bulunan gerçek ve tüzel kişiler de, vergi kimlik numaralarını tespit, kayıt ve belgelerinde gösterme mecburiyeti kapsamındaki kişi, kurum ve kuruluşlarla yaptıkları veya muhatabı oldukları işlemleri sırasında, vergi kimlik numaralarını doğ- ru olarak bildirmek ve gerektiğinde bu numaraları tevsik için kendilerine verilmi ş olan belgeyi ibraz etmekle yükümlüdürler. 4358 sayılı Kanuna neden gerek duyuldu? “Birincisi VUK’nun 8’inci maddesinin müeyyidesi sadece küçük miktarda bir parasal cezadır. Oysa aşağıda anlatılacağı üzere bu Kanun hapis cezasını da öngörmektedir. İkincisi, ekonomik alanda hizmet üreten kurumlar daha çok bu faaliyetleri düzenleyen özel kanunların yaptırımlarına dikkat etme eğilimindedirler. Bazı özel kanunlar özel düzenleme olmaksızın vergi numarası olmadan işlem yapılmamasını ya da hizmet verilmemesini engelleyen hükümlere sahiptir. Üçüncüsü ülkemizin adaletsiz ve yüksek oranda kaçağa sahip vergi sistemini ıslaha yönelik bir reformun içinde böyle bir kanunun psikolojik etkisi oldukça önemlidir. “Zaman içerisinde konuyla ilgili olarak sırasıyla 262(4), 264(5) seri numaralı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğleri ile 1 numaralı Vergi Kimlik Numarası genel tebliği(6) yayımlanmıştır. Ancak ülke ekonomisinde meydana gelen değişiklikleri zaman içerisinde kavramak, ekonomik olayları ve faaliyetleri maddi delillere dayandırmak, dünya ekonomisinde yaşanan hızlı değişmelere ve gelişmelere ayak uydurabilmek ve de kapsam ve alanı geniş tutabilmek amacıyla 2 seri numaralı Vergi Kimlik Numarası genel tebliği yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Biz yazımızda son tebliğ değişikliği ışığında vergi kimlik numarası hakkı nda bilgi vermeye çalışacağız