Son günlerde basında sıkça rastlanan haberlerde, ihracatçı mükelleflerin Katma Değer Vergisi iadelerinde gecikmeler yaşandığı, bu durumun ihracatçıları finansman açısından zor durumda bıraktığı belirtilmektedir. Öncelikle şu hususu belirtmekte yarar vardır: katma değer vergisi iadesi bir teşvik unsuru değildir; ihracatçı mükelleflerin ihraç ettikleri mal ve hizmetlere ilişkin olarak daha önce yüklendikleri ve indirim yoluyla gideremedikleri katma değer vergilerinin yük olarak kalmasını önleme aracıdır. 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 29’uncu maddesi uyarınca, mükellefler yaptıkları vergiye tabi işlemler üzerinden hesaplanan katma değer vergisinden, kendilerine yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyla hesaplanarak düzenlenen fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen katma değer vergisini indirebilirler. Kanunun 32’inci maddesi gereğince de, ihracat teslimleri ve bu teslimlere ilişkin hizmetler katma değer vergisinden istisna tutulduğu için bu işlemlere ilişkin olarak yüklenilen ve indirim konusu yapılamayan katma değer vergilerinin Maliye Bakanlığınca belirlenen esaslara göre mükelleflere iade edilmesi söz konusudur.İhracatçıların katma değer vergisi iadelerini düzenli ve süratli bir şekilde alabilmelerinin ön koşulu, mal ve hizmet alım-satımlarında düzenlenen ve kullanı lan belgelerin, vergi mevzuatının öngördüğü şekil ve içerik unsurlarını taşı- yan, gerçek durumu yansıtan belgeler olması gereğidir. Sahte veya muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge kullanılması veya düzenlenmesi durumunda, ihracatçı mükelleflerin katma değer vergisi iadelerini almaları için gereken usul ve esasların neler olduğu Maliye Bakanlığınca yayımlanan Katma Değer Vergisi Genel Tebliğlerinde açıklanmıştır. Bu çalışmamızda sahte veya muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge kullanımından dolayı haklarında rapor bulunan mükelleflerde katma değer vergisi iadesine ilişkin usul ve esaslar, Bakanlık tebliğleri ve uygulamalarına dayanılarak açıklanmaya çalışılmıştır.