Ülkemizde Türk vergi sisteminin yeniden yapılandırılması çerçevesinde çeşitli kanunlarla önemli değişiklikler yapılmıştır. Bu değişiklikler, esas itibariyle, ülkemizin vergi sisteminin stratejik bir yaklaşımla üç aşamalı bir yapılanma süreci içinde belirli hedeflere yönlendirilmesi amacıyla yapılmış değişikliklerdir. Bu değişiklikler kapsamında, birinci aşamada, malî milat olarak adlandırılan uygulama gibi ekonominin işleyiş mekanizmaları içinde tıkanıklıklara yol açan vergi düzenlemelerinin ortadan kaldırılmasıyla kısa vadeli sorunlar giderilmeye çalışılmıştır. İkinci aşamada, vergi barışı gibi, ekonomide kalıcı güven ortamının sağlanmasına ve beklentilerin olumlu yönde gelişmesine yönelik vergi düzenlemeleri hayata geçirilmiştir. Üçüncü aşamada ise, vergi sisteminin, sürdürülebilir ekonomik büyümeyi ve istihdam artışını desteklemesine dönük, özellikle yatırım ortamının iyileştirilmesi ve teknolojik gelişme konularında yönlendirici roller üstlenmesi amaçlanmıştır. Bu çerçevede, sistemin yapısal ve işlevsel sorunlarının giderilmesi, vergi idaresinin etkin bir yapıya kavuşturulması, mükelleflerin işleyişten doğan ihtiyaçlarınınkarşılanması, öncelikli öneme sahip olmuştur. Bu doğrultuda, enflasyon muhasebesi uygulamasının başlatılması; teknoparklardaki yazılım ve araştırma ve geliştirme faaliyetleri için sağlanan teşvikler; yatırım indirimi ve döviz kazandırıcı faaliyetlere yönelik basit, etkin ve otomatik işleyen teşvik mekanizması; kurum kazançları üzerindeki vergi yükünün aşağıya çekilmesi; eğitim, sağlık, kültür ve spor alanlarında sağlanan teşvikler; otomotiv sektörünü, deniz ve hava ulaşımını teşvik edici düzenlemeler; gelişmişlik düzeyi görece düşük illerimiz için getirilen yatırım ve istihdam teşvikleri başlıca değişiklik ve yenilikler olarak sayılabilir(2). Söz konusu üçüncü aşamanın tamamlanmasına yönelik olarak 5228 sayılı “Bazı Kanunlarda ve 178 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun”(3) ihdas edilmiştir. Mezkur Kanun ile 5422 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun (K.V.K.’nun) 8’inci maddesine (9), (10) ve (11) numaralı bent hükümleri eklenmiştir. Yapılan düzenleme ile, kurumların yurt dışındaki iştiraklerinden elde ettikleri kar payları ve şube kazançları ile ilgili olarak ortaya çıkan ekonomik çifte vergilendirmenin ortadan kaldırılması amaçlanmıştır. Makalemizin aşağıdaki bölümlerinde K.V.K.’nun 8’inci maddesine 5228 sayılı Kanun ile eklenen (9), (10) ve (11) numaralı bent hükümleri irdelenecektir.