Kamu alacakları genel olarak, kamu hukukundan kaynaklanan, devletin sahip olduğu kamu gücüne dayanarak idarî işlemlerle sağladığı kamu gelirleri olarak tanımlanabilir. Diğer bir deyişle kamu alacakları, devletin yüküm ya da borç ilişkisi sonucu idarî işlemlerle sağladığı kamu gelirleridir. Malî hukuk kapsamında ise, kamu hizmetlerinin karşılığı olarak ve hukukî cebre dayanarak, özel kesimden kamu kesimine aktarılan ekonomik değerlere, kamu geliri ya da kamu alacağı denilmektedir. Kamu gelirleri, kamu hizmetlerinin finansmanında kullanılmaktadır. Kamu alacakları günümüzde, kamu giderlerindeki artışa paralel olarak artmaktadır. Fakat, kamu hizmetlerinin kesintisiz yerine getirilmesi ve kamu alacaklarındaki artışın düzenli ve sürekli bir şekilde devamının sağlaması açısından, kamu alacaklarının zamanında ve tam olarak tahsil edilebilmesi büyük bir önem arz etmektedir. Kamu alacaklarının belirli süreler içinde tahsil edilmesi gerekliliği, kamu alacaklarının tahsilinin özel takip usûllerine bağlanmasını zorunlu hale getirmektedir. Kamu alacağı, kamu borçlusu tarafından kendiliğinden ödenmediği takdirde, kamu alacaklısı tarafından kamu gücüne dayanılarak cebren tahsil edilmektedir. Bu süreç de doktrinde genel olarak “Kamu Alacaklarının Takip ve Tahsil Hukuku”(3), “Vergi İcra Hukuku”(4), “Kamu İcra Hukuku”(5) gibi terimlerle nitelendirilmektedir. Kamu alacağının zamanında tahsilinin önemi dolayısıyla 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usûlü Hakkında Kanun’da, kamu alacağının ileride herhangi bir şekilde tahsilinin imkânsızlaşması tehlikesine karşı bir takım güvence tedbirleri düzenlenmiştir. Kamu alacağının tehlikeye girmesihalinde tahsil aşamasının beklenip tahsilin gerçekleşmemesi durumunda cebrî icraya gidilmesi yerine, kamu alacağının tahsilini garanti altına alan bir takım düzenlemelerin bulunması daha isabetlidir. Kamu alacaklarının korunmasını sağlayan yollar AATUHK’un ikinci bölümünde düzenlenmiştir. Bu çalışmada söz konusu yollardan teminat kurumu incelenecektir.