Günümüzde iş gücünün daha verimli bir şekilde değerlendirilmesi için getirilen uygulamalar, insan kaynakları yönetiminin başlı başına bir uzmanlık alanı olmaya başlaması ile birlikte yeni bir boyut almaya başlamıştır. Ücret sisteminde yapılan değişiklikler, kariyer planlamanın ortaya konulması, çalışma şartlarının iyileştirilmesi ve performans değerlendirilmesi gibi uygulamalarla, işverenler çalışanlarından daha çok ve uzun süreli verim almayı amaçlamaktadırlar. Bu amaçlara ulaşmak için uygulanan ve son dönemlerde Türkiye’de sıklıkla karşılaşılmaya başlanan yöntem ise çalışanı şirkete ortak etme yöntemidir. Bu yöntemin Hisse Opsiyon Planlaması ve ikramiye olarak hisse senedi verilmesi olmak üzere iki değişik uygulaması vardır. Yöntemler başarılı şekilde uygulandığı takdirde; işverenler, çalışanların geçmiş performanslarının değerlendirmeleri yanında, çalışanların gelecekte verecekleri katkıları da bir ödüle bağlanmasını sağlamış olacaklardır. Aynı zamanda bu yöntem sayesinde verimli çalışan personelin daha uzun süreli işyerinde kalması, diğer personelin ise daha verimli çalışması sağlanmış olacaktır. Fakat ülkemizde bu yöntemleri daha ziyade yabancı ortaklı kuruluşlar kullanmaktadır. Söz konusu yöntem; yabancı ortağın, mukim olduğu ülkedeki borsada işlem gören hisse senetlerini, Türkiye’deki çalışanına hisse opsiyon planıyla veya ikramiye olarak vererek uygulanmaktadır. Bu durumda Türkiye’deki vergi kanunları ve ilgili ülkelerle yapılan çifte vergilendirmeyi önleme anlaşmaları uyarınca hem çalışan açısından hem de yabancı ortaklı işverenler açısından, değişik aşamalarda özellik arz eden durumlar ortaya çıkmaktadır. Şimdi söz konusu durumları aşama aşama ele alarak incelemeye çalışacağız.