Kamu hizmetlerinin finanse edilmesinde kamu alacaklarının tam ve zamanında tahsil edilmesi önem kazanmaktadır. Usulüne uygun olarak kesinleşen kamu alacağında tahsil aşamasına geçilmektedir. Mükellef ya kendi rızasıyla ödeme yaparak idare ile arasındaki borç ilişkisini sonlandırmaktadır ya da cebren tahsil işlemleri mükellefe ödeme emri tebliği ile başlamaktadır. Kendisine ödeme emri tebliğ edilen mükellefin ödeme emrine itirazı neticesinde dava aleyhine sonuçlanırsa itiraz ettiği tutarın %10’u oranında haksız çıkma zammı ödeyeceği düzenlenmiştir. Söz konusu Kanun hükmü itiraz yolu ile Anayasa Mahkemesi’ne taşınmıştır. Anayasa Mahkemesi, 2011 yılında Kanundaki hükmün hak arama hürriyetini sınırlandırmadığı gerekçesiyle başvurunun reddine; 2022 yılında ise haksız çıkma zammının hak arama hürriyetini ve mülkiyet hakkını ölçüsüz olarak sınırlandırdığı gerekçesiyle ilgili hükmün iptaline karar vermiştir. Çalışmamızda Anayasa Mahkemesi tarafından verilen iki karar karşılaştırmalı olarak incelenmiş, iptal kararı neticesinde oluşan hukuk boşluğunun nasıl giderileceğine ilişkin çözüm önerileri sunulmuştur.
Full and timely collection of public receivables gains importance in financing public services. In the public receivables that are duly finalized, the collection stage is started. The taxpayer either ends the debt relationship with the administration by making payments with her/his own consent, or the collection procedures begin with the notification of the payment order to the taxpayer. It is regulated that if the taxpayer, to whom the payment order has been served, objects to the payment order and the lawsuit is concluded against her/ his, she/he will pay an increase of 10% of the amount she objected to. The provision in question was brought to the Constitutional Court by way of objection. The Constitutional Court rejected the application in 2011 on the grounds that the provision in the Law did not limit the freedom of seeking rights; In its decision in 2022, it decided to annul the relevant provision on the grounds that the increase in wrongdoing limits the freedom of seeking justice and the right to property beyond measure. In our study, two decisions given by the Constitutional Court were examined comparatively, and solution suggestions were presented on how to overcome the legal gap that occurred as a result of the annulment decision.