TARİH ARALIĞI

Başlangıç Tarihi
Seç
Bitiş Tarihi
Seç

ARANACAK KRİTER

Kriter Seçin
Makale Başlığında

ARANACAK KELİME

Örnek “vergi mevzuatı”

BAĞIMSIZ DÜZENLEYİCİ KURUMLAR VE TÜRKİYE

Ocak 2004 Sayı 184

ÖZET

Bağımsız düzenleyici kurumlar ilk defa ve yaygın olarak önce Amerika Birleşik Devletleri’nde, daha sonra da İngiltere’de ortaya çıkmıştır. Düzenleyici kurumların 1970’li yıllardan itibaren Kıta Avrupası’nda ve reel sosyalizmin çökmesini takiben 1980’li yılların ardından da eski sosyalist ülkelerde, toplumsal alandan iktisadi alana kadar pek çok konuda örnekleri artmaya başlamıştır. Uluslararası uygulamalar incelendiğinde, özellikle piyasa aksamalarının görüldüğü alanlarda, devletin iktisadi faaliyetleri düzenleme, gözetim ve denetleme işlevlerini çoğunlukla Bağımsız Düzenleyici Kurumlar aracılığıyla yerine getirdikleri gözlemlenmektedir. Ülkemizde; Rekabet Kurumu, Sermaye Piyasası Kurulu (SPK), Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK), Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK), Telekomünikasyon Kurumu, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK), Kamu İhale Kurumu (KİK), Şeker Kurumu (ŞK) ve Tütün, Tütün Mamulleri ve Alkollü İçkiler Piyasası Düzenleme Kurumu (TTMAPDK) şeklinde oluşumları bulunan ve kamuoyunda çoğunlukla “üst kurullar”, “düzenleyici kurullar”, “bağımsız kurumlar” ve “regülasyon otoriteleri” gibi isimlerle anılan, ancak hukuksal terminolojide “bağımsız düzenleyici otoriteler” veya “bağımsız düzenleyici kurumlar” (Independent Regulatory Agencies) olarak ifade edilen kurumlar, çeşitli alanlarda kurularak giderek yaygınlık kazanmakta ve medya, enerji, telekomünikasyon, sermaye piyasası, ekonomik rekabet ve bankacılık gibi iktisadi hayatın vazgeçilmez alanlarını kontrolleri altına almaktadırlar. “Toplumsal yaşam için özel bir önem ve duyarlılık taşıyan, temel hak ve özgürlükler ile ekonomik ve sosyal sektörlerde veya alanlarda düzenleme, denetleme ve yönlendirme (regülasyon) faaliyetinde bulunan, kararları üzerinde hiçbir makam ve merciin etkisinin olmadığı, karar organları özel güvencelere sahip, mali özerkliği haiz, özerk bütçeli kamu tüzel kişileri” olarak tanımlanabilecek Bağımsız İdari Otoriteler, bazı istisnalar dışında, asli karar organı olan “Kurul” ve ona yardımcı olmak üzere ve kararlarını uygulamak üzere, Kurul Başkanı ve yardımcı personelden oluşan “Kurum” şeklinde yapılanmaktadırlar. Adı genelde “üst kurul” ya da “bağımsız idari otorite” olarak kullanılan bu düzenleyici kurumlar, Kıta Avrupası’na ve daha sonra da Dünya Bankası tarafından Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelere uyarlanırken bir değişime uğramıştır. Dünya Bankası bu kurumları son zamanlarda sıkça duyulan ve çok yanlış kullanılan “yönetişim(**)” anlayışını, gelişmekte olan ülkelere yerleştirmekte kullanmıştır. Dünya Bankası’nın “yönetişim” anlayışında, kamuda düzenlenmesi ve denetlenmesi gereken konu ve sektörlerde, sadece hükümetlere söz hakkı tanınması yeterli bulunmuyordu. Bunun yanı sıra, sivil toplum örgütlerine ve özel sektöre de söz hakkı tanımak gerektiğine dikkat çekiliyordu. Böylece toplum içinde daha yüksek düzeyde memnuniyet ve uyum yaratılacak, sonuçta işler daha sorunsuz çözümlenebilecekti. Kamu faydaları olarak ifade edilen; gaz, su, elektrik, telekomünikasyon hizmetleri doğal tekel özelliğine sahip oldukları için, bu tür birimlerin özelleştirilmesinde rekabet ortamının yaratılması veya tam rekabet koşullarına uygun bir çalışma ortamının geçerli olması için, bağımsız regülasyon idarelerine ihtiyaç duyulmaktadır. Bu kuruluşların, idari organizasyonları hükümetlerden tamamen bağımsız olarak örgütlenmiştir. Bu bağımsız düzenleyici kurumlar tüketiciyi tekel koşullarının olumsuz etkilerinden korumak için, fiyat ve ürün kalitesi üzerinde durmakta ve rekabetin sağlanmasını amaçlamaktadır. Türkiye’de de kamunun elinde bulunan işletmelerin özelleştirilmelerinin “özel tekellere” yol açmamaları için kamu adına düzenlenmelerine gerek duyulmuştur. Bu düzenlemeleri de özel yasalarla kurulan ve düzenledikleri sektördeki işletmelerin neredeyse bütün faaliyetlerine karışabilecek güçte olan Bağımsız Düzenleyici Kurumların yerine getirmesi için önemli adımlar atılmış ve bu kurumların çoğu faaliyetlerine başlamıştır. Ancak, son yıllarda sayıları artarak kurulan bu düzenleyici kurumların faaliyetlerindeki çeşitli sorunlar başta siyasi iktidar olmak üzere bazı çevrelerce tartışılmaya başlamıştır. Bu çalışmamızda öncelikle, bağımsız düzenleyici kurumların tarihçesine değinilerek, kuruluş gerekçeleri ile dünyadaki örnek uygulamaları hakkında bilgi verilecek; ardından da Türkiye’deki düzenleyici kurumların mevcut durumu ve sorunlarına yönelik değerlendirmeler yapılmaya çalışılacaktır.

Anahtar Kelimeler:

Jel Sınıflandırması:

ABSTRACT

Keywords:

Jel Classification:

Devamını okumak ve yorum yapmak için giriş yapmalısınız!

100,00 TL MAKALEYİ SATIN AL