Asgari ücretin ve gelir vergisi tarife dilimlerinin güncellenmesi birbirinden bağımsız konular olarak düşünülmemelidir. Her ikisinin güncellenmesinde özellikle enflasyon oranı belirleyici olmaktadır. Asgari ücretin belirlenmesinde; ülkenin içinde bulunduğu sosyal ve ekonomik durum, ücretliler geçinme indeksleri, geçinme indeksleri, fiilen ödenmekte olan ücretlerin genel durumu ve geçim şartları göz önünde bulundurulmaktadır. Gelir vergisi tarifesinin gelir dilim tutarları da yeniden değerleme oranında artırılmak suretiyle uygulanmaktadır. Ancak incelediğimiz dönemin başında gelir vergisi tarifesinin ilk dilimi, asgari ücretin iki katından fazla iken; izleyen süreçte asgari ücretin altına düşmüş ve hatta yarısı civarında gerçeklemeye başlamıştır. Bu durum asgari ücret ve gelir vergisi tarife dilimlerinin güncellenmesinde dikkate alınan kriterlerin gerçekçiliğini sorgulanır hale getirmiştir. Öte yandan ücret dışındaki gelir unsurlarının vergi yükünün haksız biçimde artması sonucunu doğurmuştur.
Updating the minimum wage and income tax tariff brackets should not be considered as independent issues. Especially the inflation rate is the determining factor in the updating of both. In determining the minimum wage; the social and economic situation of the country, wage earners’ subsistence indexes, subsistence indices, general condition of actually paid wages and living conditions are taken into consideration. Income segment amounts of the income tax tariff are also applied by increasing the revaluation rate. However, at the beginning of the period we examined, the first tranche of the income tax tariff was more than twice the minimum wage; In the following period, it fell below the minimum wage and even started to be realized around half of it. This situation has made the realism of the criteria taken into account in updating the minimum wage and income tax tariff brackets questionable. On the other hand, it resulted in an unfair increase in the tax burden of income elements other than wages.