GSYİH’dan araştırma ve geliştirme (AR-GE) harcamalarına ayrılan pay Japonya ve ABD’de %2,5-3, Fransa’da %2,5 İsviçre’de ise %3,5 düzeyinde iken Türkiye’de %0,4 oranında olması teknolojik bilgi üretmek, üründe ve üretim yöntemlerinde yenilikleri geliştirmek, ürün kalitesini ve standardını yükseltmek ve verimliliği artırmak suretiyle üretim maliyetlerini düşürmek amacıyla yapılan AR-GE harcamalarının gelişiminde ülkemizin istenen noktada olmadığını açıkça ortaya koymaktadır. Türkiye’de sanayi kuruluşları tarafından gerçekleştirilen AR-GE’ye destek veren ilk kuruluş olan Türkiye Teknoloji Geliştirme Vakfının (TTGV) kurulduğu 1991 yılından bu yana sanayi kuruluşlarına AR-GE fgaaliyetlerinde kullanılmak üzere devlet tarafından tahsis edilen rakam 52.6 milyon ECU iken aynı faaliyeti yürüten devlet destekli kuruluşların yıllık bütçesi Avusturya’da 152 milyon ECU, İspanya’da 240 milyon ECU, İsveç’de ise 250 Milyon ECU olarak gerçekleşmiştir. Diğer taraftan gelişmiş ülkeler ile kıyaslandığında ülkemizde AR-GE harcamalarına ayrılan işletme kaynaklarınında çok düşük miktarda olduğu görülmektedir.70 milyon nüfuslu Türkiye’de özel sektörde tam zamanlı AR-GE personelinin sayısı 3.634 iken, 8 milyon nüfuslu İsveç’te 41.636 kişidir. Ülkemiz yıllık 200 yerel patent başvurusu ile OECD ülkeleri arasında sonuncu sırada yer almakta olup, Türkiye’nin AR-GE sonucunda elde edilen yüksek teknoloji ürünleri ihracatı 158 milyon EURO iken bu alandaki ithalat rakamı 3.1 milyor EURO olarak karşımıza çıkmaktadır. Ancak günümüzde artan kürüsel rekabet, sürekli yeni ürünlerin piyasaya sürülmesi ve ürün yaşam çemberinin (Product life cycle) giderek kısalması, şirketlerin bilim ve teknolojik gelişmeleri yakından izleme konusunda daha duyarlı olmaya zorlamaktadır. Bu nedenle, AR-GE harcamalarının işletmelerin maliyetlerinde yarattığı olumsuz etkiyi ortadan kaldırabilmek hem de dünya da giderek artan rekabet ortamı içeriside şirketlerin sağlıklı olarak faaliyetlerine devam edebilmeleri için AR-GE alanında değişik teşvik tedbirleri uygulanmaktadır. Bu çalışmamızda yukarıda değindiğimiz rakamlardan da anlaşılacağı üzere ülkemiz için henüz istenen seviye de bulunmayan AR-GE harcamaları ile ilgili olarak Vergi Mevzuatında yer alan düzenlemeler ile 26.06.2001 tarih ve 4691 sayılı “Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Kanunu” ile mükelleflere getirilen yeni kolaylıklar üzerinde durulacaktır.