Yargılama hukuku, yargılama işlevini düzenlemektedir. bireyler arasında veya bireyle devlet arasında bir uyuşmazlığın ortaya çıkması durumunda, hakların korunması için uygulanması gerekli olan yaptırımın nasıl işletileceğini yargılama hukuku kuralları belirlemektedir. Yargılama hukukunun amacı sadece karşılıklı hakların korunması olmayıp, yargılama hukuku aynı zamanda hukuksal barışın ve kesinliğin kurulmasını ve korunmasını da amaç edinmektedir. Türk hukukunda uyuşmazlığın konusuna, niteliğine ve taraflarına göre yargılama hukukunun farklılaştığı görülmektedir. Bireyler arasındaki subjektif maddi hakların ihlali durumunda medeni yargılama hukuku kuralları uygulanırken, ceza yargılaması hukukunun konusunu, devletin, suç oluşturan fiilleri cezalandırması hakkı oluşturur. Her iki yargılama hukuku da adli yargılama içerisinde bulunmasına rağmen, medeni yargılama hukuku eşit şahıslar arasındaki denkleştirmeye hizmet ettiği halde, ceza yargılaması hukuku, kamu düzeninin ihlaline yönelik hareketlerin cezalandırılmasına hizmet etmektedir. İdari organların idare hukuku alanındaki faaliyetlerinden kaynaklanan uyuşmazlıkların çözümlenmesi ise idari yargılama hukukunun konusunu oluşturmaktadır. Vergi yargılaması da idari yargı içinde yer alan fakat, kendisine özgü kuralları bulunan bir yargılamadır. Vergi yargılaması hukuku, vergi yargı organlarının, vergi yükümlüsü veya sorumlusu ya da vergi idaresi tarafından yapılan vergi uygulamaları ile ilgili sorunları inceleyerek karara bağlamak suretiyle vergi yasası hükümlerine uygun bir yargısal tasarrufta bulunmasıdır. Söz konusu bu yargılama faaliyetleri sonucunda verilen hükümler acaba diğer yargılama organlarını bağlayacak mıdır? Yani, hukuk yargıcının hükmü vergi yargıcını bağlayacak mıdır? Bu çalışmada adli yargılama yani, medeni yargılama ve ceza yargılaması ile vergi yargılaması arasında kesin hüküm ilişkisi bağlayıcılık sorunu açısından ele alınmaya çalışılmıştır. Bu bağlamda söz konusu ilişkinin kurulabilmesi, bu yargılama türlerine egemen olan ilkelerin araştırılması zorunluluğunu ortaya koymaktadır. Bu açıdan öncelikle adli yargılamaya ve vergi yargılamasına egemen olan ilkeler ele alınmıştır. Daha sonra kesin hüküm kavramı ve çeşitlerinden söz edilerek adli yargılama ile vergi yargılaması arasında kesin hüküm ilişkisi bağlayıcılık sorunu açısından değerlendirilmeye çalışılmıştır.