Ekonomik krizin yoğun olarak yaşandığı günümüzde ihracatın teşvik edilmesi ve özendirilmeye çalışılmasına rağmen, KDV iadesine ilişkin mevzuat firmalar, vergi idaresi ve Yeminli Mali Müşavirler açısından önemli sorunlar içeren durumdadır. 3065 Sayılı KDV Kanunu 60 maddeden oluşan bir kanun olmakla birlikte, bu güne kadar KDV Kanunu konusunda 84 tane tebliğ düzenlenmiştir. Bunun yanında birçok iç genelge ve genel yazılarla da uygulamaya yön verilmeye çalışılmıştır. Bazı düzenlemelerin KDV iade uygulamalarını sınırlayıcı, bazılarının ise kolaylaştırıcı yönde olduğu görülmektedir. Dolayısıyla KDV iade uygulaması son derece karmaşık hale gelmiştir. Bu nedenle KDV Kanunun 32. maddesinde, bu kanunun mal ve hizmet ihracatı, araçlar, petrol aramaları ve teşvik belgeli yatırımlar, transit taşımacılık ve diplomatik istisnalarla ilgili maddeleri uyarınca vergiden istisna edilmiş bulunan işlemlerle ilgili fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen KDV, mükellefin vergiye tabi işlemleri üzerinden hesaplanacak KDV’den indirilir. Vergiye tabi işlemlerin mevcut olmaması veya hesaplanan verginin indirilecek vergiden az olması hallerinde indirilemeyen KDV, Maliye Bakanlığınca tespit edilecek esaslara göre bu işlemi yapanlara iade olunacağı belirtilmiştir. Buna dayanarak, 23.11.2001 gün ve 24592 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 84 seri no.lu Katma Değer Vergisi Genel Tebliği ile KDV Kanununun 11. Maddesinde belirtilen KDV iade taleplerinin değerlendirilmesi ve sonuçlandırılmasına ilişkin esaslar yeniden belirlenmiştir. İhracat istisnası ve ihraç kaydıyla teslimlerden doğan iadeler kural olarak bu tebliğin “I.Genel Esaslar”, Sahte veya Muhteviyatı İtibariyle Yanıltıcı Belge (SMİYB) düzenleme veya kullanma fiili ile doğrudan veya dolaylı olarak ilgisi bulunan mükelleflerin iade talepleri ise Tebliğin “II.Özel Esaslar” bölümündeki açıklamalara göre yerine getirileceği belirtilmiştir. Bu yazıda 84 Seri No.lu KDV Genel Tebliği ile yapılan düzenlemeler çerçevesinde, genel esaslar bölümü açıklanacaktır.