Bilgi işlem teknolojilerinde (BT) son yıllarda yaşanan hızlı ve olağanüstü gelişmeler, kamusal ve özel hayatımızın her alanını derinden etkilemeye devam etmektedir. BT ekonomik faaliyetleri sadece küreselleştirmek, hızlandırmak vekolaylaştırmakla kalmadı1; aynı zamanda bu faaliyetlerin etkilerine ve sonuçlarına hem ulusal hem de uluslararası düzeyde herkes tarafından daha rahat ulaşılabilmesi, anlaşılabilmesi ve analiz edilebilmesini de kolaylaştırdı. Bu kapsamda ekonomilerin can damarı olan sermaye piyasasında faaliyet gösteren aktörler ile özellikle çok uluslu şirketlerin her türlü finansal raporlamalarının uluslararası standart bir formatta oluşturulması ve analiz edilebilir olması şeffaf bir ekonomik ortam için artık bir gerekliliğin ötesinde zorunluluktur. Dünya ekonomisindeki küreselleşme trendi, e-ticaretin ortaya çıkışı ve yaygınlaşması da dâhil olmak üzere, çok uluslu şirketlerin dünya çapında çok farklı yasal düzenlemelere maruz kaldıkları yeni bir ortam meydana getirmiştir.2 Bu kapsamda gelir idareleri de uluslararası bilgi değişimi ve hatta ülkelerarası ortak denetim (jointaudit) yapılması yoluyla gittikçe artan bir ihtiyaç olarak uluslar arası işbirliği yollarını araştırmaktadırlar. Günümüzde modern bütün vergi idareleri mükelleflerin vergisel uyumlarının artırılması ve idarelerin vergi toplama maliyetlerinin azaltılmasına dönük olarak BT’lerindeki gelişmelerden azami ölçüde faydalanmanın yollarını araştırmakta ve bu konuda yoğun uluslararası işbirliği içerisine girmektedirler. Çağdaş dünyada gelir idarelerinin öncelikli hedefi vergisel uygulamaların basitleştirilmesi, kolaylaştırılması ve bu suretle mükelleflerin uyum maliyetlerinin azaltılmasını sağlamaktır. Şimdiye kadar kâğıt ortamında tutulan ve bu yüzden kâğıt, tasdik ve arşivleme maliyetlerine katlanılan defter tutma yükümlüğünün günün gelişen teknolojik imkân ve şartları çerçevesinde artık elektronik ortamlarda tutulması mükelleflerin oldukça lehinedir. Diğer taraftan, günümüzde mükelleflerin hemen hemen tamamının, kayıtlarını çeşitli yazılımlar aracılığı ile bilgisayar ortamlarında tuttukları ve fakat bunların standart bir veri formatı içermedikleri de bilinen bir gerçektir. Bu durum, özellikle yetkili makamların defter kayıtlarına ulaşmak istedikleri zaman mükellefler için; verilerin istenen formatlarda hazırlanması, bu iş için personel tahsisi, ilgili birimlere verilerin transferi v.s. birçok maliyet unsurunu da beraberinde getirmektedir. Ayrıca, büyük ölçekli işletmelerin iç ve dış denetimlerinde standart bir veri formatının olmaması bu işletmelerin yönetim ve denetim faaliyetlerini olumsuz yönde etkilemektedir. Zamanımızda denetim elamanları vergi incelemelerinde daha çok ve daha karmaşık elektronik veri ile muhatap olmaktadırlar. Denetim elamanlarının çok farklı yazılımlar aracılığı tutulan bu kadar çok ve karmaşık verilerden anlamlı sonuçlar çıkartabilmesinin yolu, bunların bilgisayar programları vasıtasıyla uygun standart ve formatlarda tutulmasından geçmektedir. Nitekim dünyada sadece gelir idareleri değil, birçok uluslararası kurum da bu kapsamda çalışmalar yapmaktadırlar. Bu tür ortak ve standartlaştırılmış çalışmalar sadece gelir idarelerinin değil, iç ve dış diğer denetçilerin de etkili ve verimli denetim yapmalarına imkân sağlamaktadır. Ayrıca, örneğin OECD tarafından bir model olarak geliştirilmiş olan ve üye ülkelerce uygulanması önerilen SAF-T3 benzeri “Standart Denetim Dosyaları”nın uluslararası bir standart dâhilinde geliştirilmesi, farklı ülkelerde değişik yasal düzenlemelere maruz çok uluslu şirketlerin uyum maliyetlerinde ciddi bir düşüşe yol açacaktır. E-defter uygulaması aynı zamanda mükelleflere, oluşturulacak olan bilgisayar programları aracılığı ile özellikle beyannamelerin düzenlemesinden veya bir vergi incelemesine defterlerin ibrazından önce kendi kayıtlarını kendilerinin denetlemesine, düzeltmesine, hata ve eksikliklerin bulunmasına imkan verecek oto kontrol yollarını da açacaktır (self-testing/self-auditing). OECD, gelir idarelerine vergi denetimlerinde bir yandan SAF-T’nin kullanılması yönünde tavsiyelerde bulunurken diğer taraftan, denetim otomasyonu konusunda çok daha kapsamlı bir bakış açısı sunan XBRL konusunda devam eden çalışmaların da yakından takip edilmesini önermektedir.4 XBRL teknolojisi, ülke olarak bizim e-defter projesinde kullandığımız ve bugün dünyada sadece AB üyesi ülkeler arasında değil, ABD, Kanada ve Japonya gibi birçok gelişmiş ülke tarafından da gittikçe artan bir şekilde benimsenen uluslararası kabul görmüş muhasebe ve finansal raporlama alanında dijital bilgi akışının en önemli aracıdır. Genel çerçevesini yukarıda kısaca çizmeye çalıştığımız ulusal ve uluslararası teknolojik ve ekonomik gelişmelere paralel olarak Maliye Bakanlığı (Gelir İdaresi Başkanlığı) ile Gümrük ve Ticaret Bakanlığının ortak çalışmaları sonucu 13 Aralık 2011 tarih ve 28141 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren ve 01.01.2012 tarihinden itibaren uygulanacak olan 1 Sıra No.lu Elektronik Defter Genel Tebliği ile getirilen e-defter projesi hem mükelleflerin vergiye gönüllü uyumdüzeylerini artıracak hem de kamu ve özel sektör kurumlarına ciddi katkılar sağlayacaktır.