DİJİTAL HİZMETLER VERGİLERİNDE GÜNCEL BİR GELİŞME OLARAK “AMERİKA BİRLEŞİK DEVLETLERİ TİCARET TEMSİLCİLİĞİ’NİN USTR-2020-0022 ESAS NUMARALI SORUŞTURMASI”
(“The Investigation with Docket Number USTR-2020-0022 of Office of the United States Trade Representative”As a Current Affair in Digital Services Taxes)
Yunus Emre ÜLKÜ*
Bu köşe yazımızda, 2 Haziran 2020 tarihi itibarıyla, Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Ticaret Temsilciliği (“USTR”) tarafından 1974 tarihli ABD Ticaret Yasası’nın 301. Bölümü Soruşturmaları kapsamında, dokuz ülke[1] ve Avrupa Birliği’ndeki (“AB”) Dijital Hizmetler Vergisi (diğer ülkeler için “DST”; Türkiye için “DHV”) politikalarına ilişkin yapılıp USTR-2020-0022 esas numarası ile açıklanan soruşturmayı (USTR, 2020), genel hatlarıyla değerlendirmeye çalışacağız.Öncelikle, 1974 tarihli ABD Ticaret Yasası’nın 301. Bölümü (19 U.S.C. §2411), “USTR”a, ticaret anlaşmalar kapsamında, ABD haklarının icra edilmesi ve spesifik dış ticaret uygulamalarına karşılık verilmesi amacı doğrultusunda harekete geçilmesi[2] için bir dizi sorumluluklarla birlikte yetkiler vermektedir. 301. Bölüm, ABD’nin, ABD ticaret anlaşmalarını ihlal edecek ya da ABD ticaretine gerekçesiz ya da makul olmayan ve yük getirecek eylemlerde bulunan yabancı ülkeler üzerine ticari yaptırımlar empoze ettiği yasal bir araç sunmaktadır. 1974 tarihli ABD Ticaret Yasası, soruşturma kapsamını bütünüyle sınırlamasa da; 301. Bölüm’e tabi olan üç tür yabancı devlet davranışını belirtmektedir (Congressional Research Service, 2020): (i) bir ticaret anlaşması kapsamında, ABD haklarını reddeden bir ihlal, (ii) ABD ticaretine yük ya da kısıtlama getirecek gerekçesiz bir eylem ve (iii) ABD ticaretine yük ya da kısıtlama getirecek mantığa uygun düşmeyen ya da ayrımcı yahut tefrik edici bir eylem. Buna göre; yabancı devletler bir eylem, politika ya da uygulama vasıtasıyla, ABD’nin uluslararası bağlamda yasal haklarını ihlal ederse ya da bunlarla tutarsız olarak hareket ederse, ABD aleyhine haksız ve adaletsiz bir durum ortaya çıkacaktır ve dolayısıyla ABD İdaresi (“USTR”), bu durumları elimine etmek için 1974 tarihli ABD Ticaret Yasası’nda kendisine verilen yetkileri (makul bir ölçüde) kullanması gerekecektir.
Son yıllarda, ulusal ve uluslararası bağlamda vergileme tartışmalarının kilit noktasını oluşturan ekonominin dijitalleşmesi ile dünyada daha yaygın bir hale gelen dijital ekonominin vergilendirilmesine ilişkin izlenen politikalar (“DST”ler ve “DST”), ulusal ve uluslararası vergi ve ticaret hukuku bağlamında önemli soruları meydana getirmiştir. Mart 2018’den bu yana, çeşitli yargı bölgeleri, belirli şirketlerin bu yargı bölgelerindeki kullanıcılara belirli dijital hizmetler sağlamaktan ya da onlara yönelik olarak hedefledikleri gelirler (ve bazen de hasılat) üzerinden alınan vergileri, göz önünde bulundurmuş ya da kabul etmiştir. Bunlar, genel olarak “DHV” olarak adlandırılmaktadır (bir istisna olarak Avusturya’daki “DST”, esas itibarıyla “Dijital Reklamcılık Vergisi” olarak ifade edilmektedir). Bu yargı bölgelerindeki “DST”lere (“DHV” dahil) ilişkin (özet) açıklamalar, tablolaştırılarakEk’te sunulmuştur.
Bu kapsamda; “USTR”, 2020-0022 esas numaralı soruşturmasıyla, başlangıçta, “DST”ler ve “DST”ye ilişkin olarak şu kaygılara odaklanmaktadır: (i) ABD şirketlerine karşı ayırımcılık yapma hali, (ii) geçmişi kapsıyor olma yahut geçmişe yürürlük hali ve (iii) imkan dahilinde mantığa uygun düşmeyen vergi politikası uygulaması hali. Buradaki vergi politikasına ilişkin olarak “DST”ler ve “DHV”, muhtelif açılardan ABD vergi sistemine ve uluslararası vergi sistemine yansıyan normlara göre farklılık gösterebilir. Bununla birlikte, bu hareketler, şunları kapsamına alabilir (USTR, 2020: 5): (i) dış ülkede politik dokunulmazlık, (ii) gelir yerine vergilendirilebilir gelirinin dikkate alınması ve (iii) tikel teknoloji şirketlerini ticari başarılarından dolayı cezalandırma amacı. İlave olarak, “USTR”, “DST”ler ve “DST”’ye ilişkin bu endişe duyduğu alanlarına kapsanan vergilerin bir ya da daha fazlasının 301. Bölüm altında işlem yapılabilir olduğuna dair bir bulguya yol açabilecek diğer yönler hakkında yorumlama yapılması için bir davette de bulunabilir.
Soruşturma duyurusunda, “mevcut kanıtlar, “DST”lerin [“DHV” dahil] ABD merkezli büyük teknoloji şirketlerini hedeflemesini beklediğini göstermektedir” (USTR, 2020: 2) ifadesine ilaveten, bu ‘büyük teknoloji şirketleri’[3] çok uluslu şirketler olduğu için dijital vergi tartışması kuralların değişmesi gerekip gerekmediği konusunda uluslararası bağlamda bir anlaşmaya ihtiyaç duyulmaktadır. Bu bağlamda, uluslararası anlamda (örneğin OECD düzeyinde) bir anlaşmaya varılamazsa, ülkelerin tek taraflı olarak uyguladığı önlemler, büyük bir ihtimalle, birbirleriyle kesişebilir ya da bunlar, kendi içlerinde tezatlık teşkil edebilir ve böylece, bu durum çifte vergilendirmeyle sonuçlanabilir. Bununla birlikte, böyle bir çözüm olmaksızın, tek taraflı olarak uygulanan vergi politikasının karmakarışık yapısı belirsizlik yaratmaya ve iktisadi büyümeye dair umutlara zarar vermeye devam edebilir.
Ek olarak, bu soruşturma, örneğin Bunn’a (2020) göre, başka bir tarife tehdidine yol açabilir. Böyle bir durumda, yaşanacak olan uluslararası bir vergi ve ticaret savaşı, özellikle halihazırdaki sağlık ve ekonomik açısından toplum ve vatandaşlar için büyük bir zorluk oluşturan COVID-19 Pandemisi ile ekonomik kriz sırasında, küresel ekonomiye büyük ölçüde zarar verebilir.
Her ne kadar “USTR”, 301. Bölüm’de kendisine verilen yetkilere dayanarak kapsanan diğer yargı bölgelerine iktisadi ve mali anlamda bir baskı yapsa da; kapsanan yargı bölgeleri, küresel ekonomik toparlanmayı engelleyebilecek yeni çatışmalardan kaçınmak amacıyla birlikte çalışmaya istekli olmalı (Bunn, 2020) ve vergilemedeki kesinliğisağlayıp iş yapma maliyetlerini düşük tutmayı bir kilit nokta olarak kabul etmelidir (Ülkü, 2020: 122).
Referanslar
Bunn, Daniel. (02.06.2020), “The U.S. Trade Representative Expands Its Digital Services Tax Investigations”, Tax Foundation, Tax Policy Blog, https://taxfoundation.org/us-trade-representative-ustr-digital-services-tax-investigations/, (Date Accessed: 04.06.2020).
Congressional Research Service. (20.04.2020), Section 301 of the Trade Act of 1974, In Focus: https://crsreports.congress.gov/product/pdf/IF/IF11346, (Date Accessed: 04.06.2020).
Meeker, Mary. (11.06.2019), “Internet Trends 2019”, Bond, https://www.bondcap.com/report/itr19/#view/13, (DateAccessed: 04.06.2020).
USTR. (06.02.2020), Initiation of Section 301 Investigations of Digital Services Taxes, Billing Code 3290-F0, Docket No. USTR-2020-0022, https://ustr.gov/sites/default/files/enforcement/301Investigations/DST_Initiation_Notice_June_2020.pdf, (Date Accessed: 04.06.2020).
Ülkü, Y. E. (Şubat 2020), “Türkiye’deki “Dijital Hizmet Vergisi” Önerisinin İncelenmesi”, Vergi Sorunları Dergisi, Sayı: 377, ss. 106-125.
Ek. Dijital Hizmet(ler) Vergisi: “USTR” Soruşturmasında Kapsanan Yargı Bölgeleri
Ülkeler ve Birlik |
Küresel Gelir Eşiği |
Yurt İçi Gelir Eşiği |
Vergi Oranı (%) |
Kapsam/Faaliyet Alanı |
Durum |
“AB” |
750 Milyon Avro |
50 Milyon Avro |
3 |
- Dijital reklamcılık faaliyetleri - Çevrimiçi pazaryeri - Kullanıcı verilerinin satışı |
Önerilen (2018’de, ilan edildi ve müzakere edildi; ancak teklifin yeni bir sürümünün olup olmayacağı konusunda belirsizlik olmasına rağmen, yakın zamanda tekrar ilan edildi.) |
Avusturya |
750 Milyon Avro |
25 Milyon Avro |
5 |
- Çevrimiçi reklamcılık hizmetleri |
Uygulanan (Ocak 2020’den itibaren geçerli.) |
Brezilya |
3 Milyon Brezilya Reali |
100 Milyon Brezilya Reali |
1-5 |
- Hedeflenen çevrimiçi reklamcılık faaliyetleri - Dijital arayüzlerin kullanımı - Dijital arayüz kullanılarak oluşturulan kullanıcı verilerinin iletimi |
Önerilen (“Ekonomik Etki Alanında Müdahale İçin Katkı” isimli kanun teklifiyle.) |
Çek Cumhuriyeti |
750 Milyon Avro |
100 Milyon Çek Cumhuriyeti Korunası |
7 |
- Hedeflenen reklamcılık faaliyetleri - Çok taraflı dijital arayüzlerin kullanımı - Kullanıcı verilerinin sağlanması (ek eşikler vardır) |
Önerilen (OECD düzeyinde anlaşmaya varılması için bu öneri 2021 yılına kadar ertelenip; önerilen vergi oranının düşürülmesi için de görüşmeler yapıldı.) |
Hindistan |
- |
10 Milyon Hindistan Rupisi |
6 ve 2 |
- Çevrimiçi reklamcılık hizmetleri (%6) - E-ticaret operasyonları (%2) |
Uygulanan (ilki, 2016 yılında ‘eşitleme vergisi’ altında; ikincisi, Nisan 2020’den beri uygulanmaktadır) |
Endonezya |
|
|
|
|
Uygulanan (“Elektronik İşlem Vergisi” olarak adlandırılan vergiyle Mart 2020'den itibaren geçerli. Ayrıntıların ilan edileceği öngörülüyor.) |
İtalya |
750 Milyon Avro |
5,5 Milyon Avro |
3 |
- Bir dijital arayüz üzerindeki reklamcılık faaliyetleri - Kullanıcıların mal ve hizmet satın alma/satmalarını sağlayan çok taraflı dijital arayüzün kullanımı - Dijital arayüz kullanılarak oluşturulan kullanıcı verilerinin iletimi |
Uygulanan (Ocak 2020’den itibaren geçerli.) |
İspanya |
750 Milyon Avro |
3 Milyon Avro |
3 |
- Çevrimiçi reklamcılık hizmetleri - Çevrimiçi reklamcılık satışı - Kullanıcı verilerinin satışı |
Önerilen (İspanya Parlamentosu, İspanya Hükümetinin dijital hizmetler vergisini içeren 2019 yılı için bütçe tasarısını reddetse de; bu yıl için “DST” için yeni bir kanun tasarısı çıkarıldı.) |
Türkiye |
750 Milyon Avro |
20 Milyon Türk Lirası |
7,5 |
- Reklamcılık hizmetleri dahil çevrimiçi hizmetler - (Dijital) içerik satışı - Sosyal medya web sitelerinde ücretli hizmetler |
Uygulanan (Mart 2020’den itibaren geçerli) |
Birleşik Krallık |
500 Milyon İngiliz Sterlini |
25 Milyon İngiliz Sterlini |
2 |
- Sosyal medya platformları - İnternet arama motorları - Çevrimiçi pazaryeri |
Uygulanan (Nisan 2020’den itibaren) |
Kaynak: Ülkü (2020: 110-112) ve USTR’den (2020: 2-4) yararlanarak tarafımca düzenlenmiştir.
* Yüksek Lisans Öğrencisi, Ankara Üniversitesi, S.B.E., İktisadi ve Mali Piyasalar Analizi Anabilim Dalı, E-mail: ynsulku@hotmail.com, ORCID ID: orcid.org/0000-0003-0674-9592
[1]Kapsanan ülkeler; sırasıyla Avusturya Cumhuriyeti, Brezilya Federal Cumhuriyeti, Çek Cumhuriyeti, Hindistan Cumhuriyeti, Endonezya Cumhuriyeti, İtalyan Cumhuriyeti, İspanya Krallığı, Türkiye Cumhuriyeti ve Birleşik Krallık’tır.
[2] D. Trump Yönetimi öncesinde ve 1995 yılında Dünya Ticaret Örgütü’nü (DTÖ) kuran Uruguay Çok Taraflı Ticaret Müzakerelerinin sonuçlanmasından bu yana, ABD, 1974 tarihli ABD Ticaret Yasası’nın 301. Bölümü kapsamındaki yetkililerini öncelikle dava oluşturmak ve DTÖ’de anlaşmazlıkların çözümü için kullanmıştır. Fakat, Başkan D. Trump, İdarenin “özgür”, “adil” ve “karşılıklı” ticaret olarak gördüğü şeyleri teşvik etmek için bu makamlar kapsamında, tek taraflı olarak hareket etmeye daha istekli olmuştur. Bu nedenden dolayı, D. Trump Yönetiminin 1974 tarihli ABD Ticaret Yasası’nın 301. Bölümü kapsamındaki yetkilerinin kullanımı, kongresel ve daha geniş ölçekli olarak uluslararası tartışmalara konu olmuştur. Bununla birlikte, İdare, politikadaki bu değişikliği, ABD ve yabancı hükümet uygulamaları arasında ABD firmalarına yönelik dezavantajlı veya ayrımcılığa yol açabilecek geniş ve kalıcı bir boşluğa bağlamıştır (Congressional Research Service, 2020).
[3] Örneğin 7 Haziran 2019 itibariyle, 7 teknoloji devi piyasa değeri üzerinden ilk 10 halka açık şirket arasında yer almaktadır (bu devler, bölgesel olarak Microsoft, Amazon, Apple, Alphabet ve Facebook ABD’de iken; Alibaba ve Tencent ise Çin Halk Cumhuriyeti’nde yer almaktadır) ve bu devlerin toplam bazdaki piyasa değeri, aynı tarih için yaklaşık 4,806 milyar ABD dolarına ulaşmıştır (Meeker, 2019: 13) (bu düzey, 3 yıl önce aynı tarihteki değerine (yaklaşık 2,531 milyar ABD doları) kıyasla da yaklaşık yüzde 90 skorunda bir artış göstermiştir).