Bilindiği üzere 25 Ekim 1984 Tarih ve 3065 Sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu, 02 Kasım 1984 tarih ve 18563 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmış ve 01.01.1985 Tarihinde yürürlüğe girmiş olup, ek ve geçici maddeler hariç 63 maddeden oluşmaktadır.
3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’nun yürürlüğü girdiği 1985 Yılı’ndan itibaren , sahte ve muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge olayı, vergi sistemimizde, inişli çıkışlı olmak üzere fevkalade tahribat yaratmış ve bu güzel Ülkemizin gündemini, daima meşgul eden en önemli konularından biri olmuştur.
Nitekim somutlaştırılması ve ispat teşkil etmesi bakımından; özellikle tarım ürünlerine ait KDV oranının %10 olduğu yıllar itibariyle , turne kapsamında gerçekleştirdiğim teftiş ve inceleme görevlerim esnasında , sahte fatura olaylarının ciddi şekilde mevcut olduğu görülmüş, o tarihlerde de güncelliği ve kamu menfaatini de ilgilendirdiği dikkate alınmak suretiyle; 22 Nisan 1992 tarihli Milliyet Gazetesi “DÜŞÜNENLERİN DÜŞÜNCELERİ” Köşesinde “VERGİCİLİKTE SAHTE FATURA OLAYI VE HAPİS CEZASININ ÇOK YETERSİZ KALMASI “ başlıklı makalem yayımlanmıştı.
Bu defa, tam 40 yıldır devam eden ve güncelliğini koruyan sahte fatura olaylarının; Hem Hazine ve Maliye Bakanı sayın Mehmet Şimsek’in, 01 Ekim 2025 tarihini milat kabul eden beyan ve açıklamalarından, hem de Hazine ve Maliye Bakanlığı Vergi Denetim Kurulu Başkan Yardımcısı Sayın Erhan Selim’in , Ankara Yeminli Mali Müşavirler Odası Başkanı pek sevgili dostum Ali Şeref Acar’ın moderatörlüğünde gerçekleştirdiği 10 Ekim 2025 tarihli ZOOM toplantısı kapsamındaki beyan ve açıklamalarından, tamamen bitirileceği ve bu güzel Ülkemiz gündeminden çıkarılacağı, görülmekte, gözlenmekte ve anlaşılmaktadır.
Vergi Denetim Kurulu Başkan Yardımcısı sayın Erhan Selim, 10 Ekim 2025 Cuma günü saat 15.00 itibariyle yaptığı beyan ve açıklamalarda; KURULUŞ GÖZETİMLİ ANALİZ (KURGAN) PROJESİ ‘NİN , Vergi Denetim Kurulu olarak uygulamaya koydukları 18 projeden biri olduğunu, riskli olduğu bildirilen firmaların, %99 oran itibariyle incelemeye tabi tutulacağını ve dolayısıyla gerekli tarhiyat ve ceza raporlarının düzenleneceğini kesin ve net bir şekilde belirtmiş bulunmaktadır.
Bu yazıyı yazdığım an itibariyle, Haber Türk Televizyonu spikeri tarafından, aynı konuya ilişkin olmak üzere, 17.373 satıcı, 77.834 alıcının taraf olduğu , 578.000.000.000,00 (beşyüzyetmişsekizmilyar) TL tutarlı riskli işlem ve dosya muhteviyatının mevcut olduğunun belirtildiği haberi verilmekteydi...
3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 01.01.1985 tarihinden itibaren , 40 (kırk ) yıldır devam eden sahte fatura olayının, bu güne kadar bitirilememesinin nedenleri ile bu defa bitirilebileceği yönünde oluşan inanç ve kanaatlerimi şöylece sıralamak mümkündür.
Bilindiği gibi 646 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile kapatıldığı, 10.Temmuz 2011 öncesi itibariyle, Maliye Bakanlığı Merkezi Denetim Elemanları ,” Maliye Müfettişleri, Hesap Uzmanları ve Gelirler Kontrolörleri”nden oluşmaktaydı. Ayrıca Bölge Çapında denetim yapan “Vergi Denetçileri” mevcut bulunmaktaydı. Gelirler Kontrolörler ve Hesap Uzmanları, her yıl ve ortalama olarak 15 kişi almakta ve fakat aynı yıl içerisinde yine ortalama ve aynı sayıda kişi de emeklilik suretiyle veya idari yada 3568 sayılı Kanun ile sınavsız verilen yeminli mali müşavirlik görevlerinde bulunmak üzere ayrıldığı için, Ankara, İstanbul ve İzmir Grup Başkanlıkları bünyesinde, toplam ve ortalama 350 Gelirler Kontrolörü, 350 Hesap uzmanı bulunmakta ve Türkiye çapında olmak üzere, Hesap Uzmanları vergi incelemesi, Gelirler Kontrolörleri ise hem vergi incelemesi ve hem de teftiş görevlerini yapmaktaydılar. Maliye Müfettişleri, Ankara, İstanbul ve İzmir Grupları’nda toplam ve ortalama 150 kişi olarak bulunmakta ve Türkiye Çapında (TRT …vs gibi önemli kamu kurum ve kuruluşları dahil) teftiş ve vergi incelemesi görevlerini yapmaktaydılar. Bölge çapında teftiş ve vergi inceleme görevini yürüten Vergi Denetmenleri ise toplam ve ortalama 3.000 kişi civarında bulmaktaydı.
Mevcut kadrolarından yarısının boş tutulması, her yıl sadece ayrılan mensuplarının yerini dolduracak şekilde ortalama 15 kişi alınması ve dolayısıyla kendi denetim elemanları sayısını artırmaması yönündeki gözlem ve tespitime somut örnek teşkil etmesi bakımından, yukarıda belirtilen 18 ayrı projenin uygulanması ve yürütülmesinde görev ve sorumluluğu üstlenen durumundaki; Vergi Denetim Kurulu Başkanı sayın Muhsin Atçı’nın, 04.04.2005 tarihinde kazandığı Maliye Bakanlığı Stajyer Gelirler Kontrolörleri XXXIX . Promosyon mensuplarının 13 kişiden, Vergi Denetim Kurulu Başkan Yardımcısı sayın Erhan Selim’in 15.02.2011 tarihinde kazandığı Maliye Bakanlığı Stajyer Gelirler Kontrolörleri XLVI. Promosyon mensuplarının 18 kişiden, Mali Suçları Araştırma Kurulu (MASAK) Başkanı sayın Hasan Kaymak’ın 01.12.1995 tarihinde kazandığı Maliye Bakanlığı Stajyer Gelirler Kontrolörleri XXVIII. Promosyon mensuplarının 14 kişiden, Hazine ve Maliye Bakanlığı Bakan Yardımcısı sayın İ. İlhan Hatipoğlu’nun 23.08.1989 tarihinde kazandığı Maliye Bakanlığı Stajyer Gelirler Kontrolörleri XXI. Promosyon mensuplarının (Grand Oteli Yangın Faciasında kaybettiğimiz Sözcü Gazetesi Yazarı ve Televizyon Yorumcusu Merhum Dr. Nedim Türkmen dahil ) 25 kişiden , aynı projelerin uygulanması ve yürütülmesine. gerektiğinde ve dışarıdan olmak üzere katkı ve destek sağlama durumundaki Devlet Denetleme Kurulu Başkanı sayın Salih Tanrıkulu’nun 15.05.1998 tarihinde kazandığı Maliye Bakanlığı Stajyer Gelirler Kontrolörleri XXXII. Promosyon mensuplarının 13 kişiden, ibaret bulundukları hususunu ispat mahiyetinde olmak üzere belirtmek isterim.
Görüleceği ve anlaşılacağı üzere, 646 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin 10 Temmuz 2011 tarih ve 27990 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan ve yürürlüğü giren Vergi Denetim Kurulu Başkanlığı’nın kurulması ve diğer denetim kurullarının kapatılmasına ilişkin 646 sayılı Kanun Hükmünde Kararname öncesi itibariyle , Maliye Bakanlığı bünyesinde dört ayrı başlıklı denetim birimleri mevcut bulunmakta, mevcut kadrolarının yarısı kadarını boş tutmakta, yılda bir kere açılan giriş sınavları ile ve sadece ayrılanlar kadar kazandırmak suretiyle mevcut sayılarını artırmamakta , ön önemlisi de, özellikle merkezi denetim birimi mensupları arasında ve turne mahallerindeki ayrı ayrı gerçekleştirilen denetim ekibi çalışmaları kapsamında , tatlı bir rekabet ve verimlilik anlayışı ile sevgi ve saygı ortamı yerine , İngiliz romancı, denemeci ve eleştirmen GEORGE ORWELL’in “HAYVAN ÇİFTLİĞİ” romanındaki eşitlik ve özgürlük devrimini birlikte gerçekleştiren kahramanlar misali , aynı işi yaptıkları, aynı maaş ve harcırahı aldıkları ve dolayısıyla karşılıklı artıları ve eksileri itibariyle , her anlamda eşit oldukları hususunu unutup, her bir grup mensubu, diğer kahraman grup mensuplarına karşı, karşılıklı olarak ve haddini aşar şekilde, “BÜTÜN KAHRAMANLAR EŞİTTİR, AMA BİZ DAHA EŞİTİZ” düşünce ve anlayışı içerisinde bulunmak suretiyle , yersiz ve gereksiz enerji kaybına sebebiyet verilmekte ve netice itibariyle, mevcut kadrolar doldurulmadığı için, tam kapasiteye ulaşılamamakta ve ideal vergi denetimi ve verimliliği sağlanamamaktaydı.
Bütün bu neden ve gerekçelerle, Maliye Bakanlığı bünyesindeki dört başlıklı denetim birimleri 10 Temmuz 2011 tarihi itibariyle kapatılmış ve Vergi Denetim Kurulu’na dönüştürülmek suretiyle , kurul mensuplarından tamamı vergi müfettişliği veya vergi başmüfettişliği kadrolarına atanmış, ayrıca da Vergi Denetim Kurulu Başkanı ve Başkan Yardımcıları dahil toplam 12.627 adet Vergi Başmüfettişi, Vergi Müfettişi ve Vergi Müfettiş Yardımcısı kadrosu ihdas olunmuştur.
Bu konuda, kendi dünyasındaki imparatorluğunu veya sahip olduğu ayrıcalıklı kamusal statülerini kaybeden bazı meslektaşlarımızın , olumsuz görüş beyanında bulundukları görülmekte ve gözlenmekte olup , artı ve eksi yönleri birlikte değerlendirildiğinde , 646 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile getirilen yeni denetim sisteminin , bu güzel Ülkemizin güzel insanları için daha fazla fayda ve yarar sağladığı ve sağlayacağı hususu, net ve açık olarak görülmekte ve anlaşılmaktadır.
Bu yeni düzenleme kapsamında; daha önce her yıl ve sadece ortalama 15 kişi kazandırılıp kariyer mesleği sahibi yapılırken, bu defa bu güzel Ülkemizin ihtiyaç duyduğu kadar olmak üzere, her açılan vergi müfettiş yardımcılığı kariyer meslek sınavları sonucu 50,100,150,200,250 ..gibi sayılarda vergi müfettiş yardımcısı alımı yapılmış ve güncel itibariyle 646 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile ihdas edilen toplam 12.627 kadrodan 8.000 civarında , fiilen görevli vergi müfettiş yardımcısı, vergi müfettişi veya vergi başmüfettişi toplam kadro sayısına ulaşılmıştır. Ayrıca dört ayrı başlıklı idare ve yönetim nedeniyle, bazen Ankara, İstanbul ve İzmir Grup Merkezleri dışındaki, geçici turne çalışması yapılan diğer il veya ilçelere ayrı ayrı gelen denetim elemanlarının, kendi takdir ve inisiyatiflerine göre seçtiği mükellefiyet dosyaları kapsamında ve aynı firma nezdinde olmak üzere , mükerrer incelemeye tabi tutulma hata ve uygulamaları yerine , tek elden yönetim ve koordinasyon sağlamak suretiyle, daha etkin ve verimli bir teftiş veya vergi incelemesi çalışmalarının gerçekleştirildiği veya gerçekleştirileceği hususu görülmekte ve gözlenmektedir. .
Bu anlamda, Vergi Denetim Kurulu Başkan Yardımcısı sayın Erhan Selim’ın , 10 Ekim 2025 Cuma günü saat 15.00 itibariyle: KURULUŞ GÖZETİMLİ ANALİZ (KURGAN) PROJESİ ‘NİN , Vergi Denetim Kurulu olarak uygulamaya koydukları 18 projeden biri olduğu, riskli olduğu bildirilen firmaların, %99 oran itibariyle incelemeye tabi tutulacağı, gerekli tarhiyat ve ceza raporlarının düzenleneceği .. yönündeki kesin ve net beyan ve açıklamalarından , söz konusu projenin tam olarak uygulanacağına ve neticelendirileceğine ve dolayısıyla 40 yıldır devam eden sahte fatura işlem ve olaylarının , bu güzel Ülkemiz gündeminden tamamen çıkarılacağına yürekten inanmakta ve güvenmekteyim.
Bu konuda, gerek Maliye Bakanlığı Gelirler Başkontrolörlüğü ve gerekse yeminli mali müşavirlik görevlerim kapsamında, 47 yıllık bilgi, birikim, gözlem ve tecrübelerime dayanarak aşağıdaki düşünce, talep ve önerilerimi belirtmek isterim.
• KURULUŞ GÖZETİMLİ ANALİZ (KURGAN) PROJESİ , bu güzel Ülkemiz için fevkalade önemli ve değerli olduğundan, sadece Vergi Denetim Kurulu mensubu Vergi Müfettişlerinin gayret ve çabalarına bırakılmamalı, meslek mensubu durumundaki yeminli mali müşavirler ile serbest muhasebeci mali müşavirlerin, ayrıca da ilgili firma temsilcilerinin yardımcı olması ve katkıda bulunmalarında yarar ve isabet olduğunu düşünmekteyim.
• Vergi Denetim Kurulu mensubu Vergi Müfettişlerinin, tespit, inceleme ve değerlendirmelerini, bilerek, inanarak, ikna olarak, vicdani kanaat içerisinde ve izah edilip içine sinecek şekilde neticelendirilmelerinde, vergi adaletinin sağlanması ve her hangi bir mağduriyete meydan verilmemesi yönüyle önemli ve değerli görmekteyim.
• Vergi müfettişleri tarafından gönderilen 26 Eylül 2025 tarihli yazılar ile tebliğ tarihinden itibaren 15 günlük süre verilmiş olduğu bilinmektedir. 17.373 satıcı, 77.834 alıcının taraf olduğu , 578.000.000.000,00 (beşyüzyetmişsekizmilyar) TL tutarlı riskli işlem ve dosya muhteviyatına ilişkin vergi incelemelerinin, 5 yıllık zaman aşımı süresine kadar devam edeceği hususu da bilinmektedir. Bu anlamda vergi müfettişleri tarafından gönderilen 26 Eylül 2025 tarihli yazıların, ilgili tarih itibariyle henüz vergi incelemesine başlanılmamış olan 77.834 alıcı firmalar yönüyle, 16 Ekim 2025 tarihinden sonra verilecek pişmanlık talepli düzeltme beyannamelerinin verilmesine, 213 sayılı V.U.K.’nun 371. Madde hükmü kapsamında, engel teşkil edip etmediği hususunun, açıklığı kavuşturulmasında yarar ve isabet olduğu düşünülmektedir.
• İlk okul sıralarında, suyun kaybolmayacağı, buhar olup tekrar toprağa veya denize düşeceği hususu öğretilmişti. KDV tekniği gereği, ticari firmalar arasındaki KDV’nin de hiçbir şekilde buharlaşmaması ve kaybolmaması ve dolayısıyla daha önceki safhalar itibariyle Hazine kasasına ödenen veya ödenene mahsup edilen KDV’nin , indirim veya iade konusu yapılabileceği hususu bilinmektedir. KURULUŞ GÖZETİMLİ ANALİZ (KURGAN) PROJESİ’ nin bu somut örnek çerçevesinde mi uygulanacağı? Hususu fevkalade önem ve özellik arz etmektedir. Buharlaşan su, tekrar yağmur şeklinde toprağa veya denize düşmeyip uzayın derinliklerine gitti ve kayboldu ise, demek istediğim şu ki; eğer KDV , riskli görülüp %99 vergi incelemesine tabi tutulacak alt, satıcı ve riskli mükellef tarafından , gerek sahte faturalar kullanılmak ve gerekse beyan edilmemek vs gibi şekil ve olumsuz işlemler sonucu , gerçek alıcı ve doğru firma tarafından kendisine ödenen KDV Hazine kasasına ödenmeyip , buharlaştırıldığı ve yok edildiğinin vergi müfettişi tarafından tespit edilmesi durumunda , sadece riskli alt firma nezdinde takip, tarhiyat ve cezalı işlem mi yapılacağı? Yoksa , yapılan bu işlem sonucu, ekonomik ve mali gücü yeterli gelmediği ve dolayısıyla kaybolan KDV ‘nin tamamı veya bir bölümü geri getirilemediği ve Hazine kasasına intikali sağlanamadığı için, müteselsil sorumluluk kapsamında , ticari işlemleri fiili ve gerçek olan, alıcı mükellefler nezdinde ek tarhiyat veya inceleme veya teminata bağlama veya olumsuz sicile tabi tutulma gibi ek iş ve işlemlerin hangi kapsam içerisinde gerçekleştirileceği? hususunda, Hazine ve Maliye Bakanı sayın Mehmet Şimşek veya Vergi Denetim Kurulu Başkanı sayın Muhsin Atçı tarafından resmi açıklama yapılmasında, 77.834 adet olduğu belirtilen alıcı firma temsilcilerinin, pişmanlık talepli düzeltme beyannamesi verip vermeme kararına varabilmelerini temin bakımından, fevkalade yarar ve isabet olduğunu düşünmekteyim.
Zira bazı mükelleflerin , çok hassas olduğunun, riskli olduğu bildirilen firmalardan yaptığı alış işlemleri fiili ve gerçek duruma uygun olduğu, fiili ve gerçek duruma uygunluğunu, irsaliye, kantar fişi, teslim tesellüm belgeleri, banka ıslak kaşe ve imzalı ödeme dekontları ile kanıtladığı halde , riskli ve mükellefiyet görevlerini tam olarak yerine getirmediği anlaşılan firmalardan yaptığı alışlar ortaya konulup , bu alışlar esnasında riskli olduğu bildirilen firmalara ödenen KDV’nin Hazine kasasına ödenmediği veya ödenene mahsup edilmediği ve neticede buharlaşıp uzayın derinlerine giden ve kaybolan su misali , ödeme gücü ve kapasitesi yeterli gelmeyen riskli ve satıcı firmadan tahsil edilemediği gerekçe gösterilerek , müteselsil sorumluluk kapsamında ek ve cezalı tarhiyata veya olumsuz sicile veya teminata tabi tutulma ihtimaline karşı , 77.834 adet olduğu belirtilen alıcı firma temsilcilerinin, pişmanlık talepli düzeltme beyannameleri verme tercihinde bulunabilecekleri hususunun bilinmesi ve dolayısıyla bu tercih ve karara varabilmeyi temin bakımından , ek bilgi ve açıklama yapılması gerektiği düşünülmektedir.
Bu duygu ve düşünceler içerisinde; 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 01.01.1985 tarihinden itibaren , tam 40 (kırk ) yıldır devam eden ve güncelliğini koruyan sahte fatura olaylarının; Hem Hazine ve Maliye Bakanı sayın Mehmet Şimşek’in, 01 Ekim 2025 tarihini milat kabul eden beyan ve açıklamaları, hem de Hazine ve Maliye Bakanlığı Vergi Denetim Kurulu Başkan Yardımcısı Sayın Erhan Selim’in , Ankara Yeminli Mali Müşavirler Odası Başkanı pek sevgili dostum Ali Şeref Acar’ın maderatörlüğünde gerçekleştirdiği, 10 Ekim 2025 tarihli ZOOM toplantısı esnasındaki beyan ve açıklamaları kapsamında, tamamen bitirileceği ve dolayısıyla artık güncel olmaktan çıkarılacağı hususuna yürekten inanıyor, KURULUŞ GÖZETİMLİ ANALİZ (KURGAN) PROJESİ ‘NİN ve bu güzel Ülkemizin güzel insanları için, hayırlı ve uğurlu olmasını diliyorum. En derin sevgi ve saygılarımla.
İzmir, 12 Ekim 2025, yeminli mali müşavir Asım Gezer