Kurum kazançlarının doğrudan veya dolaylı olarak aşındırılmasını önleyici bir vergi güvenlik müessesesi olan örtülü sermaye, 5422 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu (KVK)’nın 16. Maddesinde düzenlenmiştir. Söz konusu maddeyle hangi borçlanmaların örtülü sermaye sayılacağı belirtilmiş ve “Kabul Edilmeyen İndirimler” başlıklı 15. Maddede ise örtülü sermaye üzerinden ödenen veya hesaplanan faizlerin kurum kazancının tespitinde indirim olarak kabul edilemeyeceği belirtilmiştir. Yazımızın kaleme alındığı günlerde henüz tasarı halinde olan Yeni Kurumlar Vergisi Kanunu ile örtülü sermaye müessesesi, uluslararası gelişmeler ve genel kabul görmüş ilkeler dikkate alınarak yeniden düzenlenmektedir. Tasarıda örtülü sermaye uygulamasında borç/öz sermaye oranı, ortakla ilişkili kişi ve öz sermaye tanımlarına açıklık getirilerek objektif kıstaslar konulmakta ve örtülü sermaye kapsamına girmeyecek borçlanmalar ayrıca sayılmaktadır. Tasarıda, örtülü sermayeye ilişkin maddenin 1/1/2006 tarihinden sonraya sarkan ödünç işlemlerine de uygulanmak üzere yürürlüğe girmesi öngörülmektedir. Yazımızın izleyen bölümlerinde 5422 sayılı KVK’ya göre örtülü sermaye tanımıyla ilgili genel bilgilere yer verildikten sonra, Yeni KVK Tasarısı ile 1/1/2006 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere yürürlüğe girmesi öngörülen yeni düzenleme, ilgili hükümler ve gerekçeleri çerçevesinde ana hatları itibariyle irdelenmeye çalışılmıştır.