Kamu giderlerinin karşılanmasında temel kaynak durumunda olan vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülüklerin alacaklısı konumunda olan devlet ile bunların borçlusu konumunda olan yükümlülerin çıkarları tarih boyunca birbirine ters yönde ilerleme çabası içinde olmuştur. Bu ters yöndeki çıkarların da sınırlandırılması ve de dengede tutulması zorunluluk haline gelmiştir. Bu zorunluluk sonucunda da “vergilerin kanuniliği ilkesi” ile karşılaşılmıştır. Devlet, kamusal sorumluluklarını yerine getirmek için yapmakla yükümlü olduğu kamu harcamalarının finansmanını, cebri icra yoluyla topladığı vergi ve benzeri mali yükümlülükler ile karşılamaktadır. Bu karşılamayı yaparken kullandığı “cebri icra” yolu, kişilerin temel hak ve hürriyetlerine müdahaleyi kolaylaştırmaktadır. Tabi ki bu da devlet ile bireyi karşı karşıya getirmektedir. İşte bütün bunlar vergilerin de Anayasal çerçevede konulması ve yine yasalara uygun bir şekilde uygulanmasını zorunlu hale getirmektedir. Bu yazımızda vergilerin yasallığı ilkesinin teorik bir açıklamasını, arkasından bir Anayasa Mahkemesi kararı çerçevesinde değerlendirmesini yapıp, Anayasa Mahkemesi’nin bu Anayasal ilkeye bakış açısını görmeye çalışacağız.