Vergi adaleti, üzerinde yüzyı llardan beri tartışılan en önemli vergileme ilkelerinden biridir. Vergilemede adalet kavramı, tarihsel süreç içerisinde çok değişik şekillerde değerlendirilmiş, ancak herkes tarafından kabul edilebilir bir şekilde sınırını çizme olanağını hala bulamamıştır. Çünkü vergide adalet kavramı toplumlara, toplumu meydana getiren kişi ve gruplara, mekan ve zamana göre farklı anlamlarda yorumlanmaktadır. Daha doğru bir ifadeyle, adalet kavramı kesin ve mutla bir kavram değildir. Bu nedenle vergi adaleti kişiden kişiye değiştiği gibi, aynı kişide bile zaman ve mekana göre vergi adaleti anlayışında değişiklik söz konusu olabilmektedir. Çünkü toplumu oluşturan fertlerin veya fert gruplarının siyasi, iktisadi, sosyal ve hatta ahlaki düşüncelerinde zamanın akışı içinde önemli değişiklikler görülebilmektedir. Vergi adaletini sağlamada herkes için geçerli ölçüler bulmak mümkün olmadığından, bazı teknik esaslardan yararlanmak suretiyle mükelleflerin gerçek ödeme güçlerine ulaşmak istenebilmektedir. Çalışmamızda ilk önce vergilemede adalet kavramı tarihi gelişimi içinde açıklanmaya çalışılmıştır. Daha sonra vergi adaletinin vergi teorisinde yerini teşkil eden vergileme ilkeleri ve bu ilkeye ilişkin vergileme prensipleri ele alınmıştır. En son olarak da; bu ilkeyi sağlayacak vergileme tekniği ile ilgili araçlara değinilmiştir.