Uzun yıllardır “genellikle sanayileşmiş ülkedeki bir şirketin, belirli bir aşamadan sonra faaliyetlerini ulusal sınırların ötesine taşıması, bir veya birkaç ülkede üretim tesisleri kurarak üretimini çok sayıdaki ülkeye yaygınlaştırması” olarak tanımlanan çokuluslulaşma kavramı ve çokuluslu şirketlerin uygulamaları ile üretimin uluslararasılaşmasına tanık olan dünya ekonomisi, son yıllarda da güçlü teknolojik iletişim alt yapısı destekli bir şekilde finansal semayenin uluslararasılaşmasına tanık olmaktadır. Bu anlamda küreselleşme-globalizm tabir edilen olgunun ekonomik açıdan üretim ve finans olmak üzere iki ayak üzerine oturduğu söylenebilir. Çokuluslu şirketler olgusu ekonomik küreselleşmenin üretim ayağında yer almakta ve başlangıcı II. Dünya Savaşı sonrasına rastlamaktadır. “Finansal Liberalizasyon” olarak özellikle 1990’lı yıllardan sonra kendisini ülke ekonomileri üzerinde hissettiren olgu ise küreselleşmenin finans ayağını oluşturmaktadır. Halen etkilerini her alanda gösteren ve devam eden bu süreç kimilerine göre dünya ekonomisindeki yapısal bir dönüşümü, kimilerine göre ise kapitalist ekonomi anlayışının tekamül noktası sayılan, dünya ölçeğinde paranın para kazanması, olarak ifade edilmekte, lehte ve aleyhte bir çok değerlendirmelere yer verilmektedir. Ülke ekonomilerin karşılıklı bağımlılıklarını eskisinden daha fazla arttıran, sermaye piyasalarının entegresyonunu ön plana alan bir anlayışı yansıtan ekonomik alandaki küreselleşme çok çeşitli sorunlara da neden olmaktadır. Teknolojideki gelişme ile de doğrudan bağlantılı olan elektronik ortamdaki ticaret ve bu ticaretin vergilendirilmesi sorunu bu sorunların en başına geçmeye başlamıştır. Bu yazımızda daha çok küreselleşmenin üretim ayağında yer alan çokuluslu şirketler olgusu ile ortaya çıkmış bulunan ve uluslararası vergilendirme sorunlarının başında yer alan “transfer fiyatlaması” konusuna yer verilecektir.