1950’li yıllarda sanayileşme ile birlikte kentlere yoğun göçlerin akın etmesi bazı büyük kentlerin kontrolsüz ve çarpık kentleşme sürecine girmesine neden olmuştur. Nüfus yoğunluğu karşısında kentlerde oluşan sosyo-ekonomik sorunlar ile birlikte ülkemizin deprem kuşağında bulunması mevcut yapıların kentsel dönüşüme tabi olmasını elzem hâle getirmiştir. Özellikle Türkiye’de 2023 yılında yaşanan 6 Şubat Kahramanmaraş depremlerinin yarattığı maddi ve manevi tahribatlar göz önüne alındığında kentsel dönüşümün önemi bir kez daha gün yüzüne çıkmıştır. 2012 yılında kentsel dönüşümün yasal alt yapısını oluşturan 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun ile birlikte kentsel dönüşüm uygulamalarına yönelik çalışmalar hız kazanmıştır. Kanun kapsamında yapılan işlemlere sağlanan vergisel teşvikler ve finansal destekler, bireylerin ve yatırımcıların kentsel dönüşüm projelerine katılımını artırarak güvenilir yaşam alanları oluşturma hedefi taşımaktadır. Teşvikler, maliyetleri azaltarak mevcut yapı stoğunun yenilenmesini ve kentsel dönüşüm projelerinin ivedilikle tamamlanabilmesini destekleyen önemli bir politika aracıdır. Bu kapsamda çalışmanın amacı, Türkiye’de afet riski altındaki alanların yeniden inşasına yönelik olarak yürütülen kentsel dönüşüm projeleri kapsamında hak sahiplerine sağlanan vergisel teşvikleri ve finansal destekleri değerlendirmektir.
In the 1950s, the influx of intense migration to the cities with industrialization caused some big cities to enter the uncontrolled and distorted urbanization process. The socio-economic problems that occur in the cities due to population density, as well as the fact that our country is located in the earthquake zone, have made it essential fort he existing buildings to be subject to urban transformation. Especially considering the material and moral destruction caused by the February 6 Kahramanmaraş earthquakes in Türkiye in 2023, the importance of urban transformation has once again come to light. With the Law No. 6306 on the Tranformation of Areas under Disaster Risk, which constitutes the legal infrastructure of urban transformation in 2012, studies on urban transformation practices have gained momentum. The tax incentives and financial supports provided to the transactions made within the scope of the law aim to create reliable living spaces by increasing the participation of individuals and investors in urban transformation projects. Incentives are an important policy tool that supports the renewal of the existing building stock by reducing costs and the immediate completion of urban transformation projects. In this context, the aim of the study is to evaluate the tax incentives and financial supports provided to the beneficiaries within the scope of urban transformation projects carried out for the reconstruction of areas under disaster risk in Türkiye.