Vergi hukuku, vergi ödeme yükümlülüğü altında bulunan mükelleflerle, bu mükelleflerin ortağı konumunda bulunan devlet arasındaki münasebetleri tanzim eden bir kamu hukuku disiplinidir. Bu disiplin, usul hukukunun belirlediği ilkeler çerçevesinde şekillenir.Genel ilkeler ortaya konulurken, bunların muhtemel tek taraflı ve haksız uygulamalara sebebiyet vermelerini önleyecek ilave düzenlemelere ihtiyaç duyulmuştur. Ticari ve zirai kazancın elde edilmesinde tahakkuk ilkesi geçerlidir. Tahsil edilip edilmemesine bakılmaksızın miktar ve mahiyet itibariyle kesinleşen alacaklar kayıtlara gelir olarak intikal ettirilerek vergi matrahının tespitinde dikkate alınır. Ticari hayatın her zaman pürüzsüz işlemeyeceğini öngören kanun koyucu, Vergi Usul Kanunu’nun 323’üncü maddesinde yaptığı düzenleme ile şüpheli hale gelen alacaklar için karşılık ayırmak suretiyle zarar yazılması uygulamasını mümkün hale getirmiştir. Bu bağlamda yazımızın konusunu şüpheli alacak karşılığı uygulaması ve buna ilişkin özellikli hususlar oluşturacaktır.