Sosyal sermaye kavramsal ve teorik çerçeve açısından son zamanlarda dillendirilen kavramlardan birisi olmasına rağmen aslında anlamsal olarak temelleri ilk toplumlara kadar indirgenebilir. Kısaca ilişkiler ağı olarak da tanımlanabilen sosyal sermaye hayatın tüm alanlarında sahiplerine kazanç sağlayan bir nevi kapitaldir. Bu kavramın iktisat literatüründeki capital (sermaye) kavramı ile bir bütünlük teşkil ettiğini söylemek mümkündür. Sosyal sermayenin ekonomik aktörlerin tamamının davranışlarını sınırlandırdığını, yönlendirdiğini ve motive ettiğini ifade edebiliriz. Bu yönden bakıldığı zaman sosyal sermaye kavramını, ekonomik performansı etkileyen bir unsur olarak görebiliriz. Özellikle gelişmekte olan ülkeler açısından diğer sermaye çeşitleri olan fiziki ve beşeri sermayenin yanında, sosyal sermayenin de ekonomik anlamda önemli bir yeri olduğundan, ülkelerin ekonomik büyümesinin ve kalkınmasının sağlanabilmesi için bu doğrultuda çalışmalar yapılması gerekmektedir.
Although social capital is one of the concepts that have been expressed recently in terms of conceptual and theoretical frameworks, its basics may in fact be tracked down to ancient societies. Social capital may be defined briefly as the network of relationships and is sort of capital which brings profits to its owners in all areas of life. It is possible to say that this concept complements the concept of capital in the economics literature. We may say that social capital limits, directs and motivates the behaviors of all economic actors. When viewed in this perspective, we may see the concept of social capital as an element that affects economic performance. Since social capital also has an important place in the economic sense, aside from physical and human capital, which are other types of capital, especially for developing countries, activities should be carried out in this direction to ensure economic growth and development in the countries.