Anayasanın 171’inci maddesine göre Devlet, milli ekonominin yararlarını dikkate alarak, öncelikle üretimin artırılmasını ve tüketicinin korunmasını amaçlayan kooperatifçiliğin gelişmesini sağlayacak tedbirleri alma zorundadır. Kooperatiflerle ilgili genel düzenlemeler 1163 sayılı Kooperatifler Kanununda yer almaktadır. Bu kanunun dışında özel kanunlarla kurulmuş kooperatifler de (tarım satış, tarım kredi kooperatifleri gibi) bulunmaktadır. 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 1 inci maddesine göre; kooperatifler, ortaklarının belirli ekonomik menfaatlerini ve özellikle meslek ve geçimlerine ait ihtiyaçlarını karşılıklı yardım, dayanışma ve kefalet suretiyle sağlayıp korumak amacıyla gerçek ve kamu tüzel kişileri ile özel idareler, belediyeler, köyler, cemiyetler ve dernekler tarafından kurulan tüzel kişiliğe haiz, değişir ortaklı ve değişir sermayeli teşekküllerdir. Tanımdan da anlaşılacağı üzere kooperatifler, sosyal amaçlarla ortaklarının ihtiyaçlarını ucuz yoldan ve daha iyi bir biçimde karşılamayı amaçlayan, ortak dayanışma ilkesine dayalı kar amacı gütmeyen kuruluşlardır. Ülkemizde kooperatifler tarım, ormancılık, kredi, üretim, tüketim, konut gibi neredeyse ekonominin tüm alanlarında ve oldukça fazla sayıda kurulmuştur. Makale de önce kooperatiflerin kurumlar vergisi mükellefiyetini kısaca açıklayacağız. Daha sonra 31/05/2004 tarihi itibari ile sayısı 38.175 olan, ortak sayısı ise 1.630.294 olan ve ortaklarına kolay ve ucuz yoldan konut hizmeti vermek amacıyla kurulan konut yapı kooperatiflerinin, ortakları için yapılacak konutları konut karşılığı müteahhide yaptırmaları durumunda kurumlar vergisi muafiyeti açısından karşılaşabilecekleri sorunlara değineceğiz.