Bu yazıda vergi kanunları çerçevesinde (sermaye piyasası mevzuatı ile bağlantıları da kurmaya özen göstererek) 31.12.2001 tarihi itibariyle işletmelerin aktifine dahil menkul kıymetlerin ne şekilde değerleneceği açıklanmaya çalışılacaktır. Maliye Bakanlığı tarfından 1992 yılında düzenlenen ve yayınlanan 1 seri numaralı Muhasebe Uygulamaları Genel Tebliğinde “Dönemsellik” kavramı “işletmelerin kural olarak sınırsız kabul edilen yaşam sürelerinin sınırlı uzunlukta belli dönemlere bölünmesi ve her dönemin faaliyet sonuçlarının diğer dönemlerden ayrı olarak saptanması” şeklinde tanımlanmış, faaliyet sonuçlarının ilgili olduğu dönemde değerlendirilmesi, gelir ve giderin tahakkuk esasına göre muhasebeleştirilmesi, hasılat, gelir ve karların aynı döneme ait maliyet, gider ve zararla karşılaştırılmasının da bu kavramın gereği olduğu vurgulanmıştır. Benzer ifadeler Sermaye Piyasası Kanununa tabi şirketler ile ilgili düzenlemeleri yapmaya yetkili bulunan Sermaye Piyasası Kurulu’nun Sermaye Piyasasında Mali Tablo ve Raporlara İlişkin İlke ve Kurallar Hakkında düzenlemiş bulunduğu Seri :XI ve 1 Numaralı Tebliğinde de yer almaktadır. İşletmelerin faaliyetleri hesap dönemleri itibariyledir. 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 174. Maddesinde bu anlayışın uygulamadaki pratik yansımaları görülmektedir. Bu madde düzenlemesi uyarınca, hesap dönemi genel olarak takvim yılı olarak kabul edilmekte olup işletme defterleri hesap dönemi itibariyle tutulur, kayıtlar her hesap dönemi sonunda kapatılır ve ertesi dönem başında yeniden açılır. İşletmelerin faaliyetlerinin özelliğine göre özel hesap dönemleri de kabul edilebilmektedir. İşletmeler bu ilke gereği faaliyet sonuçlarını hesap dönemleri itibariyle envanter çıkararak, dönem mali tablolarını düzenleyerek ve sonuçta dönem karını hesaplayarak ortaya koyacaklardır.