Bilindiği üzere, vergi alacağının güvence altına alınması amacıyla KDV’nin mal ve hizmet satıcılarına ödenmesi yerine alıcılar tarafından tevkif edilip (kesilip) vergi dairesine yatırılmasına dayalı tevkifat uygulaması uzun yıllardan beri devam etmektedir. Vergi idaresi açısından vergi toplamanın maliyetini de azaltan söz konusu uygulama gittikçe yaygınlaştırılmaktadır. Bu anlayışın bir devamı olarak 117 seri Nolu KDV Genel Tebliği ile bazı gerçek ve tüzel kişilerin KDV tutarının tamamını (tam tevkifat) veya belli bir kısmını (kısmi tevkifat) sorumlu sıfatıyla ödemesine ilişkin bir takım usul ve esaslar belirlenmiştir. Bu yazımızda söz konusu konusu tebliğin vergi sorumlusu sıfatıyla belediye, bağlı idare, mahalli idare birliği ve il özel idaresi gibi mahalli idareler açısından uygulaması ele alınacaktır.
As is known, the practice of withholding based on deduction by buyers and depositing at the tax office instead of paying VAT to sellers of goods and services in order to assure tax receivables has been going on for many years. The practice in question which also reduces costs of collecting taxes for the tax administration is becoming increasingly widespread. As a continuation of this concept, a number of procedures and principles have been determined, with the General Communique on VAT with serial no. 117, associated with payment of the whole (full withholding) or a certain part (partial withholding) of the VAT amount by some real and legal persons with the title of withholder. This text deals with the practice of the communiqué in question in terms of municipalities, affiliated administrations, union of local administrations and special provincial administrations with the title of withholder