I- GİRİŞ: İşletmeler ticari hayatlarını idame ettirebilmek için zaman zaman borçlanmak zorunda kalmaktadırlar. Bu borç karşılığında ödenen veya hesaplanan faizler, kur farkları veya vade farkları ise gider kaydedilerek vergi matrahında bir aşınmaya yol açmaktadır. Eğer kurum tarafından borç kaydedilen faizler, kur farkları veya vade farkları ortaklar veya kurum ile ilişkide olan bazı özellik taşıyan kişi ya da kurumlardan kaynaklanırsa bu durum, söz konusu borcun “Örtülü Sermaye” olup olmadığı hususunun ortaya konularak vergisel açıdan kanunen kabul edilen veya edilmeyen gider olup olmadığının belirlenmesini gerektirecektir. 5422 Sayılı KVK’nın 16. Maddesinde düzenlenen “Örtülü Sermaye” müessesesi temelde vergi güvenliğinin sağlanması, başka bir deyişle hazinenin zarara uğratılmasını önlemek için getirilmiş olan bir düzenlemedir. Kanun koyucu gerek doğrudan gerekse dolaylı olarak şirketin ticari hayatını idame ettirmek için şirkete tahsis edilen sermayeye faiz adı altında yapılan ödemenin kurum kazancından indirilmesine izin vermemiştir. Bu yazımızda kur farklarının örtülü sermaye ile olan ilişkisi üzerinde durularak bunların hangi şartlarda gider yazılabileceği hangi şartlarda gider yazlımayacağı hususlarının aydınlatılmasına çalışılacaktır.