Türkiye’de uygulanan yabancı sermaye mevzuatına göre, yabancı şirketlerce Türkiye’de açılmış olan irtibat bürolarının hiçbir surette ticari bir faaliyette bulunması mümkün değildir. İrtibat büroları, Türkiye’de yabancı şirketler adına pazar araştırması ve ihraç ürünlerinin kalite kontrolü ve benzeri faaliyetlerle uğraşan ofisleridir. İrtibat bürolarının Türkiye’deki bütün giderleri ve harcamaları yabancı şirket tarafından gönderilen paralarla karşılanacağı için büroların Türkiye’de harcamalarını finanse etmek için gelir getirici bir faaliyette bulunması mümkün değildir. Ancak, yabancı şirket tarafından gönderilen fonlar harcanana değin bankalarda açılan hesaplarda tutulabilmektedir. Yabancı şirketlerin atıl fonlarını bankalarda değerlendirmesi karşılığında bu kurumlara bankalar (yabancı banka şubeleri ve katılım bankaları dâhil) tarafından faiz ve kâr payı ödemesi yapılmaktadır. Bu makalemizde, irtibat büroları tarafından elde edilen bu tür gelirlerin vergilendirilmesi esasları analiz edilecektir.
According to the applicable foreign capital legislation inTurkey, it is not possible in any circumstances for the liaison offices opened in Turkey by foreign companies to engage in commercial activities. Liaison offices are offices which carry out market research, quality control of exported products and other similar activities for the foreign companies in Turkey. Since all expenditures and spending of the liaison offices in Turkey are covered by the funds sent by the foreign company, it is not possible for such offices to engage in a revenue-generating activity to finance their expenditures in Turkey. However, the funds sent by the foreign company may be kept in the accounts opened in the banks until they are spent. Banks (including foreign bank subsidiaries and participation banks) make interest and dividend payments to these corporations in return for foreign companies’ depositing their passive funds in the banks. This article will analyze the taxation principles of such incomes acquired by liaison offices.