Vergiler, kamu giderlerini karşılamak amacıyla ihtiyaç duyulan gelirin sağlanması amacının yanı sıra, toplumdaki eşitsizlikleri giderme amacına hizmet etmektedir. Anayasa’nın 73’üncü maddesi gereğince herkesin mali gücüne göre vergi ödemesi beklenmektedir. Ancak mali güce göre vergilendirmeye çalışılırken bu amaca hizmet etmeyen düzenlemelerin getirildiği görülmektedir. Sosyal medya gelirlerinin vergilendirilmesiyle ilgili getirilen kanuni düzenlemelerle (istisna hükümleriyle) birlikte amacı aşan istisna sınırlarının kabul edildiği görülmektedir. Ayrıca düzenlemelerle sosyal medya gelirleri ticari kazanç kapsamında değerlendirilse de serbest meslek kazancı niteliklerini haiz olduğu açıktır. Çalışmamızda, mali güce göre vergilendirme ilkesi ile vergilerin genelliği ilkesi dolayısıyla geniş anlamda vergilendirmede adalet ilkesi irdelenerek konuya yönelik tartışmalara girilmiş ve çözüm önerileri sunulmaya çalışılmıştır.
Taxes serve the purpose of eliminating inequalities in society as well as providing the income needed to meet public expenditures. According to Article 73 of the Constitution, it is expected to pay taxes according to their financial strength by everyone. However, it is seen that legal regulations that do not serve this purpose have been introduced, while it is tried to tax according to financial resources. It is considered that the exception limits exceeding this purpose have been accepted with the legal regulations (exception provisions) regarding the taxation of social media incomes. Furthermore, it is clear that social media incomes have the qualifications of self-employment incomes, although they are regarded within the scope of commercial incomes. In this study, the principles of taxation according to financial strength and the generality of taxes and thereby the principle of justice in taxation in a broad sense are discussed and solutions are tried to be presented.