Kamu icra hukukunda kamu alacaklarının güvence altına alınması için çeşitli koruma tedbirleri öngörülmüştür. Bunlar arasında ihtiyati haciz, uygulamada en çok soruna neden olan ve en ağır tedbirlerden birisi olan bir tedbir olarak karşımıza çıkmaktadır. Mükellef haklarına yönelik ağır bir müdahale niteliği taşıması ve sıklıkla tartışmalara konu olması nedeniyle mükelleflerin ihtiyati haciz uygulaması nedeniyle uğradıkları zararların karşılanması hususu önem arz etmektedir. Bu noktada belirli hallerde idareden talep etmesi düşüncesi hukuk devletinin ve Anayasa’nın 125. maddesinde belirtilen idarenin eylem ve işlemlerinden sorumlu olmasının bir gereğidir. Mevcut hukuksal yol, zaten idarece mağdur edilmiş mükellefin, bir de uğradığı mağduriyet için yargı organı aracılığıyla mağduriyetini ve idarenin kusurunu ispatlamasına dayanmaktadır. İçtihatlara ve literatüre bakıldığında ise, haksızlığa uğrayan ve tazmin talep eden mükellefin bu talebini daha hangi mahkemede dermeyan edeceğinin bile net olmadığı görülmektedir. Şu halde ilgili tazmin yükümlülüğünün devletin benzer müdahalelerden dolayı sorumluluğunu düzenleyen bir hükmün, kamu icra hukukuna has yönler dikkate alınmak kaydıyla, örnek alınması yoluyla kanunda yer alması isabetli olacaktır.
Various protection measures have been envisaged to secure public receivables in public enforcement law. Among these, provisional seizure appears as a measure that causes the most problems in practice and is one of the most severe measures towards taxpayer rights. The idea that taxpayers demand from the administration in certain cases to compensate for the damages they have suffered due to provisional seizure practices originates it is a heavy intervention towards taxpayer rights and is frequently the subject of discussions, is a requirement of the state of law and the administration's responsibility for its actions and transactions as stated in Article 125 of the Constitution. At this point, the existing legal remedy is based on the taxpayer’s efforts, who has already been victimized by the administration, proving his victimization and the fault of the administration through the judicial body for the victimization he has suffered. When we look at the jurisprudence, it is seen that it is not even clear in which court the taxpayer who has been treated unfairly and demands compensation can file his claim. In this case, it would be appropriate to include the relevant compensation obligation in the law by taking as an example a provision regulating the state's liability for similar interventions, provided that the aspects specific to public enforcement law are taken into account.