Türk vergi sisteminde yürürlükte olan en eski Kanunlardan birisi olma özelliğini taşıyan 1905 sayılı Kanun, ihbar müessesinin yasal dayanağını teşkil etmektedir. Kanunda ihbar ikramiyesinin matrahının tespitinde, yapılacak tarhiyat sonucu tahakkuk edecek vergi/ceza miktarı esas alınmaktadır. Halbuki kayıt dışı elden ücret ödemesi gibi bazı durumlarda tespit edilen husus, mükellefin bir vergi türündeki tahakkuk miktarını artırırken diğer vergi türündeki tahakkuk miktarının azalmasına neden olabilmektedir. Vergi reformunun sıkça dillendirildiği bugünlerde, anılan Kanunun da kapsama alınması halinde ihbar ikramiyesine esas olacak tahakkuk eden vergi/cezanın, ihbarın Bütçeye olan net katkısıyla ilişkilendirilerek mükellefe ilişkin daimi vergilerin tamamı üzerinden toplam tahakkuk eden vergi/ceza olarak değerlendirilmesi gerektiği düşünülmektedir.
The law no. 1905, which is one of the oldest laws in force in the Turkish tax system, is the legal basis for the institution of denunciation. The amount of tax/penalty to accrue as a result of the assessment to be made is taken as a basis in the determination of denunciation bonus. However, the case in certain situations such as unrecorded payment in person, increases the taxpayer’s amount of accrual in a certain type of tax while it may cause a reduction in the amount of accrual in the other tax type. Tax reforms are often discussed nowadays, and in case the Law that has been referred to is included within the scope, it is regarded as necessary to consider the tax/penalty to accrue on which the denunciation bonus is to be based as total tax/penalty that accrues on the entire permanent taxes for the taxpayer by associating it with the net contribution of the denunciation to the Budget.